"Zindanda boğazı sıkılmış adam gibi... En şiddetli hissiyatınla o dakikacık, o hatıracıkta dolaşıyorsun." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
İnsan, fıtratına dercedilen duygu ve cihazlar ve küllî istidat açısından dünya hayatına sığamıyor, yerleşemiyor. Çünkü Allah insanın kalbine ebedî yaşama arzusu koymuştur. İnsana takılan bütün duygu ve cihazlar ahiret için verilmiş. O, ancak en büyük arzusu olan ve ancak ebediyet ile mutmain olabilirler. Kısacık dünya hayatı bu duyguyu doyurmaya, bu arzuyu tatmin etmeye yetmez.
Dünya hayatı insanın bu duygularını tammin etmediğinden, dünya bir zindan ve bir hapishane gibi olur. Ve insan, binlerce talep ve ihtiyaçlarından dünya hayatında ancak binde birine ulaşabiliyor. Demek bu dünya hayatı insan için doyumluk değil, tadımlıktır. Hakiki sürur, asıl lezzet ve en güzel nimetler ancak cennettedir. Ancak kalbi, ruhu, fikri ve hayalleri kâinata sığmayan, dünyayı dar, kasavetli ve zindan olarak gören insan, ebedî âlemi unutup, kendini dünyanın çok basit, ehemmiyetsiz işlerine kaptırıyor, onlarda fani oluyor ve çok cüz’i lezzetlerinde boğuluyor.
Oyun ve eğlenceyle ömrünü tüketen, içki ve uyuşturucuya müptela olup hayatını çürüten, bir iki dakika zevk için bütün hayatını mahveden, zengin olma hırsı ile insanların canlarını yakan, küçük bir meseleden adam öldürüp otuz kırk yıl hapse giren nice insan var.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü