"Zîşuur bir sırr-ı insani" kavramını izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Evet, fıtraten ebediyeti isteyen ve ebed için halk olunan ve ezelî ve ebedî bir Zat'ın aynası olan ve nihayetsiz derecede nazik ve letafetli bulunan zîşuur bir sırr-ı insani, zînur bir latife-i Rabbâniye, şu kasavetli, ezici ve sıkıntılı, geçici ve zulümatlı ve boğucu olan ahvâl-i dünyeviye içinde, elbette teneffüse pek çok muhtaçtır ve ancak namazın penceresiyle nefes alabilir."(1)
Buradaki “zişuur bir sırr-ı insani” tabirini iki şekilde anlamak mümkündür:
Birisi, insanın bütün maddî ve manevî cihazlarının keyfiyetine bakıldığında, kısacık ve geçici olan bu dünya için yaratılmadıkları anlaşılır. Yani insanın o çok geniş latife ve duyguları bu dünyaya sığmazlar; ancak ebedî ve geniş olan ahiret âlemiyle tatmin olurlar.
İkincisi, insandaki ebedî yaşama duygusudur. Bu duygu ahiret âleminin vücuduna delil ve burhandır.
Her şeyi hikmetle donatan Allah’ın, insana aşk-ı beka duygusunu verip de ebedî âlemi getirmemesi onun hikmet ve rahmetiyle bağdaşmaz.
1) bk. Sözler, Yirmi Birinci Söz.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar