"Adalet-i mahza-i Kur’aniye; bir masumun hayatını ve kanını, hatta umum beşer için de olsa, heder etmez. İkisi nazar-ı kudrette bir olduğu gibi, nazar-ı adalette de birdir." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Mahz; “sırf, halis, katıksız, tam” gibi manalara geliyor. Buna göre, adalet-i mahza, “tam ve katıksız adalet, mükemmel adalet” demek olur.

Adalet-i mahza; “Bir ferdin hakkını, bütün insanlar için de olsa, feda etmeyen adalet.” şeklinde tarif edilir. Bu adalette, hiçbir kimsenin en küçük bir hakkının bile çiğnenmemesi esastır. Cemaat için fert feda edilemez. "Bir gemide dokuz cani bir masum olsa o gemi batırılamaz.", görüşünü savunuyor ki, bu aynı zamanda Kur’an’ın adalet anlayışıdır.

Adalet-i İzafiye: "Cemaatın selameti için ferdin hakkı feda edilebilir" anlayışıdır. Zira cemaatin menfaati için ferdin hukukunu nazara almaz. Bu görüşe göre dokuz caninin cezalandırılması için bir masum feda edilebilir. Yalnız bu anlayış ancak adalet-i mahzanın tatbikinin mümkün olmadığı yerde caridir.

Adalet-i izafiyede ehven-i şer esas alınır. Bütün insanların zarara uğraması büyük ve küllî bir şer, bu zararın giderilmesi için bir insanın yahut küçük bir grubun hakkının çiğnenmesi ise cüz’î bir şerdir. Küllî şerden kurtulmak için cüz’î şerri kabul etmek ise ehven-i şer ile amel etmek demektir ve adalet-i izafiyenin esasıdır.

Adalet-i mahzada, bir şahıs kendi rızasıyla hakkından vazgeçmediği müddetçe, bütün insanların faydası için de olsa onun hakkı çiğnenemez. Mesela, adalet-i mahzaya göre, bir şahsın rızası olmaksızın evi istimlak edilemez. Bunun uygulanmasında ise bazen çok büyük zorluklar ortaya çıkar. İşte bu gibi zaruret hâllerinde, adalet-i izafiye tatbik edilir. Ve o şahsın hukuku, umumun menfaatine feda edilir; rızası olmaksızın evi sökülür, istimlak edilir.

Bir ayet-i kerime:

“Sizin yaratılmanız ve diriltilmeniz bir tek nefsin (kişinin) yaratılması ve diriltilmesi gibidir.” (Lokman, 31/28)

Ve Nur Külliyatı'ndan bir hikmet dersi:

"Adalet-i mahza-i Kur’âniye; bir masumun hayatını ve kanını, hatta umum beşer için de olsa, heder etmez. İkisi nazar-ı kudrette bir olduğu gibi, nazar-ı adalette de birdir..." (Mektubat, Hakikat Çekirdekleri: 64.)

Demek oluyor ki, bir insanı yaratmakla bütün insanları yaratmak nasıl ilahi kudret için fark etmiyorsa, ilahi adalet için de bir insanın hukuku bütün insanların hukuku kadar kıymetlidir. Ve o hukuku çiğneyen bir kimse, bütün insanlara zarar vermiş gibi olur.

Nur Külliyatında meseleye enfes bir izah daha getirilir. Bir müminin güzel sıfatları “masum insanlara”, kötü sıfatları da “cani insanlara” benzetilerek adalet-i mahza bu sıfatlar âlemine tatbik edilir.

Buna göre bir insanın bir tek sıfatı masum olsa, bütün sıfatları da cani olsa, o tek sıfatın hakkı diğerleri yüzünden zayi edilemez. O mümine düşmanlık beslendiğinde bu masum sıfat çiğnenip gideceğinden bu hâl adalet-i mahzaya uymaz.

Konuyu çok mühim bir hükümle noktalayalım:

"Fakat adalet-i mahza kabil-i tatbik ise, adalet-i izafiyeye gidilmez, gidilse zulümdür." (bk. age., On Beşinci Mektup.)

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 5.572
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...