On Dokuzuncu Mektup'ta, "dehşetli kanlı fitne" deniyor. Devamında anlatılanlar hem Cemel ve Sıffin hadiselerine hem de Kerbela hadisesine uyuyor. Bahsettiği hadise hangisidir acaba?
Değerli Kardeşimiz;
"Dehşetli ve kanlı fitne" sahabeler arasında cereyan eden muharebelerdir. Bilhassa Cemel Vakası'dır. Zira Cemel Vakası tam manası ile sahabeler arasında cereyan eden bir hadisedir.
Sıffin ve diğer hadiselerde sahabeler bulunsa da tam manası ile sahabeler arasında cereyan ettiği söylenemez. Bu hadise hilafet ve saltanat kavgasıdır.
Kerbela hadisesi tamamen zalim ve mazlum kavgasıdır. Yezid zalimi ile mazlum Hz. Hüseyin (ra) arasındaki elim hadisedir.
Cemel savaşı Hz. Ali (ra) ile Hz. Aişe (ra) arasındaki bir içtihat savaşıdır. Hz. Osman (ra)’ı şehid edenlerin cezalandırılması hususunda Hz. Ali (ra) adalet-i mahzayı esas alırken, muhalifleri olan Hz. Aişe, Zübeyir ve Talha (ra) adalet-i izafiyeyi esas almışlardır. Aralarındaki bu içtihat farklılığına siyasi fesat girince, savaş kaçınılmaz hale gelmiştir.
Adalet-i Mahza: Cemaat için fert feda edilemez. Bir gemide dokuz cani bir masum olsa, o gemi batırılamaz, görüşünü savunuyor ki, bu aynı zamanda Kur’an’ın adalet anlayışıdır.
Adalet-i İzafiye: Cemaatın selameti için ferdin hakkı feda edilebilir anlayışıdır. Bu görüşe göre dokuz caninin cezalandırılması için bir masum feda edilebilir. Yalnız bu anlayış ancak adalet-i mahzanın tatbikinin mümkün olmadığı yerde caridir.
Hz. Osman (r.a)’ı şehid eden güruh içinde masumların da bulunmasından dolayı halife olarak İmam-ı Ali (ra) kısas tatbik edemiyor ve adalet-i mahzaya uygun olmadığını savunuyor. Muhalifler ise "adalet-i mahza ancak şeyheyn zamanında mümkündü, şimdi tatbiki kabil değildir. Bu sebeple toplumun sükûneti için o güruhu cezalandırmak gerekir", fikrini savunuyorlar. Yani aralarında böyle hukuki bir ictihat ihtilafı bulunuyor. Bu ihtilafın içine bazı münafık ve Yahudiler de fesat sokunca, içtihat savaşa dönüşüyor.
Cemel savaşında her iki taraf da makbul olmasından dolayı onlar hakkında ileri geri konuşmak doğru değildir. Ehl-i sünnet âlimleri her iki tarafta da ölenleri ehl-i cennet kabul etmişlerdir.
Kim haklı kim haksız meselesine girmek, sahabelere olan sevgi ve hürmeti zedeleyeceği için, bütün Ehl-i sünnet âlimleri ittifak ile bu konuda ileri geri konuşmayı men etmişler. Sırf tarihi hadiselere bakıp işin hakiki suretini ve kader cihetini görmeden hüküm vermeye kalkışmak doğru değildir...
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü