"Âlemde abes yok, fıtratta israf yok." cümlesini izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Allah’ın şu âlemde yaratmış olduğu hiçbir şey, boş ve faydasız değildir. Her bir şey bir hikmet ve gaye üzerine yaratılmıştır. Her şey mükemmel bir nizam ve güzellik içinde yaratılmıştır ve muazzam bir gayeye hizmet etmektedir.

Bu husus ayette şu şekilde ifade edilmektedir:

"Yedi kat göğü birbiriyle tam uyum içinde yaratan O’dur. Rahman’ın yaratmasında hiçbir nizamsızlık göremezsin. Gözünü çevir de bak: Herhangi bir kusur görebilir misin? Sonra tekrar tekrar gözünü çevir de bak! Gözün bir kusur bulamadığından, eli boş ve bitkin geri döner." (Mülk, 67/3-4)

Evet, Allah kâinatta hiçbir şeyi hikmetsiz ve gayesiz yaratmamıştır. Her şeye bir plan ve program dâhilinde nice gayeler, hikmetler ve menfaatler takmıştır. Allah kâinatta her bir şeye bir hikmet ve gaye taktığı gibi, bunlara cevap ve karşılık olacak âlemleri de yaratmıştır. Şayet gözü yaratıp görüntü âlemini yaratmasa idi, bu abes ve israf olurdu. Kulak yaratılıp sesin yaratılmaması da hakeza aynıdır. İşte kâinattaki bu münasebetler Allah’ın sonsuz hikmet sahibi olduğunu bize ilan ediyor.

Burada israf, bir şeyi gayesiz boşu boşuna yaratmak manasına geliyor. Mesela, gözün yaratılıp gözün göreceği manzaraların yaratılmaması, gözün abes ve israf olmasıdır. Mide ve açlığın yaratılıp rızık ve yiyeceğin yaratılmaması da hakeza midenin yaratılmasını manasız ve israf yapar.

Kâinatın nizam ve intizamına dikkatle bakıldığında, iktisad manasının hükmettiğini, hiçbir israfın, lüzumsuz masrafın olmadığı, en kısa yollarla en iyi neticelerin alındığı görülür.

Allah, kâinatta fiillerini ve sanatlarını icra ederken, iktisad ile tecelli etmiştir. Böylece, bizim de işimizde ve fillerimizde iktisad ile hareket etmemizi emretmiş olmaktadır.

Allah’ın her işi ve her icraatı iktisad üzeredir ve çok hikmetlidir. En kısa ve en hafif bir yolu bırakıp uzun bir yolu tercih etmek hem hikmetsiz hem de israflı olur. Mesela, Allah bir karaciğere dört yüzden fazla vazife takıyor. Her vazife için ayrı bir karaciğer yaratsa idi, insan çok büyük bir vücuda sahip olmakla, hikmet ve iktisada uygun düşmeyen bir şekle bürünürdü.

Yüce Allah dilimizi bütün tatları alacak şekilde terbiye etmiş. Her tat için ayrı bir dilimiz olsaydı, hem israf olurdu, hem de bedenin nizamı bozulurdu.

Aynı şekilde kulaklarımız, bütün sesleri tanıyacak şekilde, gözlerimiz her rengi ayırt edecek bir mahiyette terbiye edilmiştir. Her ses için ayrı bir kulak, her renk için ayrı bir göz olsa idi, hayatımız azap olurdu. Allah gözümüze milyonlarca rengi ve tonlarını tartacak ve ayırt edecek mizanlar koymuş. Allah renkler adedince gözler yaratmamış; bir çift göze sayısız eşyayı seyrettiriyor.

İnsanın vücudunda binlerce vazife vardır. Her vazifeye birer aza ve organ olsa idi, o zaman insan bedeni, çirkin ve kaba bir vaziyet alırdı. Bu da hikmet ve iktisada uygun olmazdı.

Allah, insana çok hissiyat ve cihazlar vermiş ve duygularına sınır koymamış ki, çok makam ve mertebeleri elde edebilsin, kâinatın halifesi ve neticesi olduğunu gösterebilsin. Allah, bir insan ile çok mahsulat alıyor ve çok maksatları tahakkuk ettiriyor.

Keza, bir ağaç eliyle, yüzlerce meyve vermesi de iktisadı gösterir. Şayet her meyve için ayrı bir ağaç yaratsa idi, hikmet ve iktisada zıt olurdu.

Bu sebeple Allah her şeyde en hafif sureti, en kısa yolu, en kolay tarzı ve en faydalı şekli takip ediyor ki, bu da hem iktisad hem de hikmet oluyor. Allah, her vazifeyi görecek ayrı ayrı şeyler yerine, çok vazifeleri görecek bir şey yaratıyor.

Kâinatta, iktisadın hükmettiğine ve israfın olmadığına her şey delildir.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 4.810
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

şehrayin
EBEDİYEN YAŞAMA İSTEĞİ VERİP AHİRETİ YARATMAMAKTA İSRAF OLURDU HERHALDE
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...