"Ayniyet" ve "Misliyet" ne demektir?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Allah, kâinatta yüz binlerce tür yaratmıştır. Bu türlerin nesillerini idame ettirmek için tohumlara irsiyet kanunu ile bir önceki neslin soyunu program şeklinde yerleştirmiştir. Ekseri olarak türlerin genetik yapıları aynı ile muhafaza edilir. Nasıl bizim atamız olan Adem (as)'ın temel insani programı şimdiki insanlara irsiyet ile intikal etti ise, aynı şekilde diğer türlerin de temel programları irsiyet ile şimdiki türlere intikal ediyor. Buna misliyet denir. Diğer bir tabir ile ne aynısı ne de gayrısıdır. Yani bir önceki neslin temel vasıflarını aynı ile alıp hususi özellikleri ile de bir önceki nesilden farklı olma halidir.

Ne aynısı derken, farklılığı anlarız. Ne de gayrısı derken, temel programlamadaki benzerliği anlarız.

Meselâ; bir elmanın babası hükmünde olan bir nesil, önceki elma ile olan müthiş benzeşmesi, ne gayrısı manası ile ifade ediliyor; ne de aynısı ile. Elmanın bir önceki elma ile tıpa tıp aynı olmadığına işaret olunuyor. Bu farklılık bitki türlerinde pek fark edilmediği için, misliyet ile tabir ediliyor.

Bir de intikal etmeyen kişiye mahsus hususi program vardır. Bu, insanlarda çok belirgin olduğu için, her bir insan, diğer insanlardan farklı bir şahsiyete sahiptir. Bu noktada ayniyet olarak bir intikal söz konusu değildir. Şayet aynı ile intikal olmuş olsa idi, bütün insanlar birbirinin aynı olup farklı şahsiyetler ve hüviyetler olmazdı. O zaman hepimiz Hazreti Âdem (as)'in kopyalarından ibaret olurduk. Aynı şekilde mutlak manada ayniyet, yani bir birinin aynı olma hali, diğer türlerde de yoktur. Bu mevsimde yediğimiz bir elma, bir önceki ya da bir sonrakinin tıpa tıp aynısı değildir.

Ayniyet, bir şeyin başka bir şeyle tıpa tıp aynı olması halidir; misliyet ise temelde aynı olmakla beraber hususiyette, yani şahsiyette farklı olma halidir.

Allah bu türleri her dönemde yeniden inşa ettiği ve eskisini, yenisi ile tazelendirdiği için, haşrin numuneleri hükmüne geçiyorlar. Allah, ölümden sonra dirilme hakikatinin provasını her dönemde ve her mevsimde nazarlarımıza sergiliyor.

"Allah’ın rahmetinin eserlerine bak! Yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor. Şüphe yok ki o, ölüleri de elbette diriltecektir. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir." (Rum Suresi, 30/50)

Ayet-i kerimede yeryüzünün ölümünden sonra nasıl diriltildiğine dikkat çekiliyor. Bu diriltme hadisesinin sayısız misalleri ve farklı şekilleri vardır. Üstadımızın burada nazara verdiği hakikatler de söz konusu ayetin bir tefsiri mahiyetindedir. Bu derste, yeryüzünün öldükten sonra diriltilmesinin iki ayrı ciheti nazara veriliyor. Birisi aynen, diğeri mislen diriltme. Ölmüş gibi donuk bir vaziyette hareketsiz duran ve âdeta baharı bekleyen kökler, bu mevsim geldiğinde yeniden hayatlanır ve faaliyete başlarlar. Bu aynen ihyaya bir misal olur. Keza, bazı hayvanların kış uykusuna yatıp ölmüş gibi hareketsiz bir şekilde aylarca kaldıktan sonra yeniden cana kavuşmaları ise aynen ihyaya ayrı bir misâldir.

Mislen iade edilen sayısız bitkiler, insanların âhirette yeniden yaratılacaklarına çok parlak ve kesin delillerdir. Üstad Hazretleri bir tek ağaçta bile yaprakların, çiçeklerin ve meyvelerin geçen baharın misli olarak tazelenmelerinin haşre üç ayrı cihetle delil olduğuna dikkatimizi çeker.

Elbette, insanların haşirde ihyaları ve bedenlerinin âhiret âlemine uygun şekilde yeniden yaratılmaları, baharda dirilen köklerde ve yaratılan yeni meyvelerde gördüğümüz bu ihyanın aynı değildir. Ama bunlar beşerin haşrinden haber verirler, ona delil olurlar. Dirilmenin şekli farklı olsa bile, hakikat aynıdır. Ortada öldükten sonra bir dirilme hâdisesi vardır.

Ayrı bir konuda buna şöyle bir misal verebiliriz. Bir incir çekirdeğinde incir ağacının bütün programı dercedildiği gibi, bir yumurtada da ondan çıkacak civcivin bütün hususiyetleri programlanmıştır. Elbette, çekirdekten ağacın çıkması, yumurtadan civcivin çıkmasına benzemez. Ama aralarında büyük bir benzerlik vardır. Her ikisinde de yaratılacak şeyin bütün hususiyetleri önce programlanmış, daha sonra bu programın açılımıyla o iki farklı şey meydana gelmiştir. Kanun aynıdır.

Nasıl ki baba, temel genetik kodlarını oğluna sperm yolu ile intikal ettiriyorsa, aynı şekilde bir meyve ağacı da temel genetik kodlarını yavrusu hükmünde olan çekirdeğine aktarıyor. Nitekim o çekirdekten koca bir ağaç çıkıyor. İşte her bir çekirdek o ağacın sonraki dönemlerde neslini devam ettiren yavrusu hükmündedir. Aynı çekirdek ağaç oluyor, o da neslini kendinden doğan çekirdeğe devrediyor ve nesil bu şekil devam edip gidiyor. Dede, baba ve oğul arasındaki irsiyet ilişkisi gibi düşünmek lazım. Aynı mana ve kaide diğer türlerde de caridir.

Misliyetteki bilinmez incelik ve hikmet, Allah’ın mutlak ilmindeki sınırsız hikmet ve inceliklere bakar. İnsanın ilmi ve zihni, mahdut olmasından, Allah’ın her icraatının arkasındaki sınırsız hikmet ve gayeleri ihata ile bilemez. Üstat burada, Allah’ın ilmine raci olan hikmetlere atıf yapıyor.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
A
Okunma sayısı : 7.791
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

Hatice-zehra
Allah razı olsun,emeginizi bu dünyada da zayi etmesin inş..
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
mütekellim
Çok güzel izah edilmiş, Allah razı olsun.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...