"Geçen baharda yaprak, çiçek, meyve gibi mevcudatı, bu bahardakinin mislidirler. Fark yalnız itibarîdir." ifadesini ve itibari kavramını izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Bir zaman bahar çiçeklerinin çabuk mahvolmalarına çok yazığım geliyordu; hattâ o nâzeninlere acıyordum. Burada beyan edilen hakikat-i imaniye gösterdi ki, o çiçekler âlem-i mânâda çekirdeklerdir. Sâbıkan beyan ettiğimiz, ruhtan başka bütün o vücutları meyve veren birer ağaç, birer sümbül hükmünde nur-u vücut noktasında kazançları bire yüzdür. Zâhirî vücutları mahvolmaz, saklanır. Hem bâki olan hakikat-i nev'iyesinin tazelenen suretleridir. Geçen baharda yaprak, çiçek, meyve gibi mevcudatı, bu bahardakinin mislidirler. Fark yalnız itibarîdir. O itibarî fark dahi, bu hikmet kelimelerine ve rahmet sözlerine ve kudret harflerine ayrı ayrı, müteaddit mânâları verdirmek içindir bildim. Yazıklar yerinde 'Maşallah, bârekâllah' dedim."(1)
İlk baharda yaratılan bir elma ile ondan önceki baharda yaratılan elma aynı değildir. Burada misliyet vardır, yoksa ayniyet yoktur. Yani her iki elma birbirine çok benziyor, ama asla aynı değildir. Bugün fen ilimleri onların aynı olmadığının en somut delilidir. Öyle ise baharda icat edilen her bir bitki ve haşerat ve sair canlılar, hepsi hiçten ve yoktan icat ediliyorlar. Belki bu bitki ve hayvanların esas maddeleri olan atomları terkip ve inşa şeklinde toplanarak yaratılıyorlar, ama o bitki ve hayvanların şahsiyet ve sıfatları tamamı ile yoktan var ediliyorlar.
Buradaki itibari kavramı, her iki elma arasında çıplak gözle okunamayan farklılıklardır. Yani bu bahardaki elma ile, sonraki bahardaki elma arasında ince ve latif kimlik farklılıklarını Üstad Hazretleri itibari diye tabir ediyor. Bu itibari yani ince farklılıklar, olmasa o zaman her iki elma ayni olurlar, yani her cihetle tam örtüşürler ki, adet-i İlahi noktasından bu yanlış olur.
(1) bk. Şualar, Dördüncü Şua, Dördüncü Mertebe-i Nuriye...
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Çiçeklerin ya da diğer bitkilerin sonbaharda solmaları sadece zahiri açıdandır. Zira onların sevimli yüzleri ve vücutları levh-i mahfuzda suret olarak, alem-i misalde imaj olarak ve ilm-i ezelide ayan-ı sabit olarak devam etmektedirler.
Çiçeklerin zahiri cesedini terk edip Allah’ın ezeli ilminde mahiyet olarak varlıklarını devam ettirmelerine alem-i mananın çekirdekleri diye bakılabilir. Yani çiçek zahirde bir vücudu terk eder ama gerçekte levh-i mahfuz, ilm-i ezeli, alem-i misal, hafıza-yı beşer gibi çok vücutlarda yaşamaya devam eder. İşte çiçeklerin bu vücut dairelerinde yaşamalarına alem-i mananın çekirdekleri deniliyor.
Ayân-ı sâbite hakkında bilgi almak için tıklayınız.