"Bazan olur ki, iki adamın söyledikleri bir söz, bir kelâm, mütefavit olur; birisinin cehline, sathîliğine; ötekisinin ilmine, maharetine delâlet eder." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"İkinci nükte: Bazan olur ki, iki adamın söyledikleri bir söz, bir kelâm, mütefavit olur; birisinin cehline, sathîliğine; ötekisinin ilmine, maharetine delâlet eder. Şöyle ki:"
"Bir adam, düşünmeden, gayr-ı muntazam bir surette söyler; ötekisi, o sözün evvel ve âhirine bakar, siyak ve sibakını düşünür ve o sözün başka sözlerle münasebetlerini tasavvur eder ve münasip bir mevkide, münbit bir yerde zer' eder. İşte bu adamın şu tarz-ı hareketinden, derece-i ilim ve marifeti anlaşılır. Kur'ân-ı Kerimin fenlerden bahsederken aldığı fezlekeler, bu kabil kelâmlardandır."(1)
Burada ne söylendiğinin değil, nasıl ve hangi makamda söylediğinin ehemmiyetine dikkat çekiliyor. İlimde râsih ve derin olan birisi, hangi sözü, hangi makamda ve nasıl söyleyeceğini çok iyi bilir. Yerinde söylediği o söz, onun ne kadar derin ve vukufiyetli olduğuna işaret eder.
Aynı sözü bir cahil de söyler, ama makamına ve ne suretle söyleneceğine dikkat etmediği için söz yerini bulmaz; bu da onun ne denli sathî ve cahil olduğunu gösterir. Demek sözü söylemek kadar, ne makamda ve ne suretle söyleyeceği de o kadar mühimdir. Öyle olmamış olsa idi, herkes her sözü ezberler, ifade eder ve âlim olurdu.
Şimdi, Allah bir kelamı ifade ederken, bütün ayetlerin manasına ve birbirleri ile münasebetine dikkat eder, aralarında bir irtibat kurar ve tenakuz ve tezat teşkil etmeyecek bir şekilde beyan eder. Aynı kelamı bir insan söylese, sadece kendi basit ve cüz’î tasavvurundaki manaları yükleyebilir.
Öyle ise, Kur’an'ın ayetlerine bir beşer kelamı nazarı ile bakmamak gerekiyor. Söz aynı, ama makam ve manevî irtibatları çok farklı. Birisini Allah sonsuz ilmi ile söylüyor, diğerini ise insan cüz’î ve sönük fikri ile söylüyor. İnsanın telif ettiği altı yüz sayfalık bir kitap için, birkaç makale yazılmaz iken, altı yüz sayfalık Kur’an hakkında üç yüz elli bin tefsir yazılmıştır. Demek bir kelamı kimin kime, hangi makamda söylediği, en az kelam kadar mühimdir.
(1) bk. İşârâtü'l-İ'câz, Bakara Sûresi, Âyet: 23,24
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü