"İki şahıstan sudur eden bir söz, istidatlarına göre tefavüt eder. Yani birisine göre altın, ötekisine nazaran kömür kıymetinde olur." İzah eder misiniz?
- Bu Peygamberimiz (asv)'in hangi yönüne delildir?
Değerli Kardeşimiz;
"Bir şahıs, çok fenlerde ihtisas sahibi olamaz. İki şahıstan sudur eden bir söz, istidatlarına göre tefavüt eder. Yani birisine göre altın, ötekisine nazaran kömür kıymetinde olur." (İşârâtü'l-İ'câz, Bakara Sûresi, Âyet: 23,24)
Aynı söz, iki farklı kabiliyette olan insanda farklı bir kıymet ve hüviyet kazanır. Birisinde kabiliyet çok geniş ve yüksek olduğu için, söz de ona göre kıymet ve mana kazanır. Diğerinde istidat olmadığı için, aynı söz, onun ağzında basit ve sıradan bir şekle dönüşür. Demek sözün kendisi kadar, kimin tarafından söylendiği de çok mühimdir.
Meselâ; “Ben Allah’ın elçisiyim” sözünü Hz. Muhammed (sav) söylediği zaman, altın ve elmas gibi kıymetli oluyor, zira hakikatte o elçidir ve ona istidadı vardır. Ama aynı sözü Müseylimetu’l-Kezzab gibi birisi söylediği zaman, kömür gibi adileşiyor, kıymetten düşüyor, hatta çok sakil ve itici bir hale geliyor.
Yine bir komutan, büyük bir kışlada yüzlerce askere "Hücum!.." dese, her asker hemen harekete geçer ve düşmana saldırır. Ama rütbesi ve makamı olmayan sıradan bir insan aynı komutu verse, tek bir asker hareket etmez. O adam çok gülünç bir duruma düşer hata ceza da alabilir.
Şayet Peygamber Efendimiz (asm.) -hâşâ- kabil ve ehil olmadığı halde; "Allah adına ben vazifeli bir elçiyim" deseydi, elmas ve altın bir makamda değil, kömür ve -hâşâ- adi bir makamda olurdu. Demek ki Habib-i Kibriya Efendimiz o ulvî vazifeye ehil ve kabil ki, Allah onu destekliyor. Onun ağzından çıkan her bir kelam Allah’a dayandığı için elmas ve altın kıymetinde oluyor.
Peygamber Efendimiz (asm)'in sözünü sıradan bir adam kendi hesabına söylerse, sakil ve çok gülünç bir vaziyete düşer. Zira o söze layık ve ehil değil. Demek söz, söyleyene göre kıymet ve kuvvet kazanıyor.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü