"Ben, birkaç gündür bir duamı değiştirdim...cümlesinden اَلصَّادِقِينَ kelimesini kaldırdım; tâ ki ruhsatla amele kendini mecbur bilen..." Burayı izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Aziz, sıddık ve sadık kardeşlerim,"
"Ben, birkaç gündür bir duamı değiştirdim. Şimdiye kadar bazen yüz defa tekrarla وَاغْفِرْ لَنَا veya وَفِّقْ gibi dualarda طَلَبَةَ رَسَاۤئِلِ النُّورِ الصَّادِقِينَ cümlesinden اَلصَّادِقِينَ kelimesini kaldırdım—tâ ki ruhsatla amele kendini mecbur bilen ve sıkıntının verdiği evham ve me’yusiyet cihetiyle zâhirî inkâr ve çekinmekle azimet ve sadakate muhalif hareket eden kardeşlerimiz o dualardan mahrum kalmasınlar."(1)
Üstad'ın yukarıdaki ifadelerinden de anlaşılacağı gibi, duada “Sadıkîn” ifadesi okunmayacak. Ta ki Nur dairesinin içinde bulunduğu halde sadakati tam gösteremeyenler duadan mahrum kalmasınlar. Bu sıfat duadan çıkarıldığı zaman, dua umumileşip, bazı kusurlu olan talebeleri de içine alır.
Ruhsatla a’male kendini mecbur bilenler, o zamanın baskı ve zulmünden çekinip Risale-i Nurlara ve Üstad Hazretlerine biraz mesafeli duranlardır. Çekinceli ve mesafeli durmaları bütünü ile iman hizmetini terk ettikleri mânasına gelmiyor.
Zahirî inkâr tabiri, resmi mercileri aldatmaya matuf bir taktiktir. Yani resmi memurlar geldiği zaman “Risale-i Nur'la bir alakam yoktur” diyor, onlar gittikleri zaman hizmete devam ediyor. Lakin bu tarz hareket etmek ihlas, sadakat ve azimetin ihtişamına yakışmaz. Belki ruhsat noktasından caiz olabilir, ama sadakat manasına uygun düşmüyor. İşte duada sadakat denildiği zaman böyle hizmet erleri duanın dışında kalıyorlar, bu ise şefkat mesleği ile bağdaşmıyor. Müşfik Üstadımız bu ibareyi kaldırıyor ki, onlar da bu duadan istifade etsinler.
(1) bk. Şualar, On Üçüncü Şua.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar