"Bir şahsın bünyesindeki kuvvet, âzâsındaki sıhhat, istidadındaki kabiliyet, o şahsın yaşayışına ve tekemmülüne delil olduğu gibi,.." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Hem bir şahsın bünyesindeki kuvvet, âzâsındaki sıhhat, istidadındaki kabiliyet, o şahsın yaşayışına ve tekemmülüne delil olduğu gibi, kâinatın ruhuna kadar nüfuz eden hakikat-i sâbite ve devam ile yaşayışını imâ eden intizamındaki kuvvet-i kâmile ve tekemmülüne giden nizamındaki kemâl acaba haşr-i cismanî yoluyla saadet-i ebediyeye delil olmaz mı? Zira intizamını ihtilâlden ve bozulmaktan kurtaran, saadet-i ebediyedir. Ve tekemmüle vasıta olur. Ve o kuvveti inkişaf ettiren odur."(1)

Bir sistemin, bir nizamın istikrar ve karar üzerine planlanması, o nizamın uzun süreli oluşuna işaret eder. Bir sistemi çok kararlı ve istikrarlı yapıp hemen arkasından sonsuza dek bozup dağıtmak, çok abes, hikmetsiz, manasız ve mantıksız olur. Sistemlerin kararlı, sağlam ve istikrarlı yapılmalarındaki hedef ve maksat, daimî olması ve uzun vadeli gitmesi içindir.

Meselâ; bir mimar binayı yüz yıl ayakta kalacak şekilde planlasa ve ona göre inşa etse, ama yaptıktan hemen iki gün sonra o binayı bir daha yapmamak üzere yıksa, bu mimara akıllı denilemez. İki günlük ömrü olan bir binaya yüz yıl ayakta kalacak şekilde masraf edilmez.

Kâinata bakıldığında her şeyin mükemmel bir sağlamlık, istikrar ve kararlılıkla yapıldığını görüyoruz. Bu da kâinatın devamlılık arz eden bir gayeye hizmet ettiğini, bunu da beka yurdu olan ahiret hayatına işaret ettiğini gösterir. Yani kâinatın bir yönden istikrarlı yapısı ve diğer taraftan faniliğe maruz kalması, ahiretin sonsuzluğuna işaret eden bir levha gibidir.

Evet, kâinattaki nizamın hem mükemmel bir şekilde hem kararlılıkta olması hem de bir gün yıkılacak olması, ahiret hayatına işaret ediyor. Zira intizamını ihtilalden ve bozulmaktan kurtaran, saadet-i ebediyedir. Ve tekemmüle vasıta odur ve o kuvveti inkişaf ettiren de odur. Şayet ahiretin kurulmayacak ise, kâinatın istikrarlı ve kararlı bir yapıya sahip olmasının hiçbir manası, gayesi ve hikmeti olmaz.

Bu ince manayı okuyabilmek için kuvvetli bir tefekkür gerekiyor.

(1) bk. İşaratü'l-İ'caz, Bakara Suresi 4. Ayetin Tefsiri.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 965
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...