"Bütün kâinat kabza-i tasarrufunda olmayan ve bütün eşyayı bütün şuûnâtıyla birden görmeyen ve nihayetsiz işleri beraber yapamayan ve her yerde hazır ve nazır bulunmayan ve mekândan münezzeh olmayan..." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Bütün kâinat kabza-i tasarrufunda olmayan ve bütün eşyayı bütün şuûnâtıyla birden görmeyen ve nihayetsiz işleri beraber yapamayan ve her yerde hazır ve nazır bulunmayan ve mekândan münezzeh olmayan ve nihayetsiz hikmet ve ilim ve kudrete malik olmayan, bize sahip olamaz ve müdahale edemez." (Sözler, Otuz İkinci Söz, Birinci Mevkıf.)
Bu cümlede çok veciz bir tevhid dersi verilmektedir. Bu kâinat ağacı (veya fabrikası) insanı netice verecek şekilde takdir edilmiş, onda vazife alan eşyanın bütün hususiyetleri, halleri ve işleri ilahi hikmetle tanzim edilmiş ve sonsuz bir kudretle yaratılmıştır. Cenab-ı Hak, kâinatta vazife gören her şeyi birlikte idare etmektedir. Her şey onun ilminde beraberce bulunurlar ve o, muhit ve mutlak sıfatlarıyla her şeyin yanında hazır ve nazırdır.
Her şeyde her an sayılamayacak kadar çok iş birlikte icra edilmektedir. Bunun sadece bir misali insanda bir saniyede sekiz milyon alyuvar yaratılmasıdır. Bunları yapan zat, ilmi ve kudretiyle elbette her şeyin yanındadır. “Yaratan bilmez olur mu? O Latif ve Habirdir.” (Mülk, 67/14) mealindeki ayet-i kerime bu hakikati ders verir. Bir ismi Nur ve bütün esması nurani olan Cenab-ı Hak elbette, maddi eşya için söz konusu olan mekândan ve zamandan münezzehtir.
İşte sayılan bütün bu sıfatlara sahip olmayan bir şey yahut bir sebep bir tek çiçeğin bile sahibi ve maliki olamaz. Zira Üstad'ın ifade ettiği gibi;
"Her şey her şeyle bağlıdır. Bir şey her şeysiz yapılmaz. Bir şeyi halk eden, her şeyi halk etmiştir." (Mesnevî-i Nuriye, Nokta)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü