"Çok şeyler var ki, insan ihtiyarıyla girer, fakat çıkması mümteni olur. İnsan onu bırakır, fakat o insanı bırakmaz." Misal olarak ne verilebilir? Geçtiği yer ile alakalı olarak izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"O münafıkların hali, karanlık bir gecede ateş yakan kimsenin durumu gibidir ki, ateş tam onların çevresini aydınlatmışken, Allah birden nurlarını alıp götürmüş ve onları karanlıklar içinde bırakmış; onlar da artık hiçbir şeyi göremez olmuşlardır. Sağır, dilsiz ve kördürler; gece karanlığında bir ses işitmez, kimseye bir şey işittiremez, bağırsalar da yardıma gelen olmaz, yollarını bulamazlar. Çabaladıkça batar, o musibetten kurtulup geri dönemezler."
"Yahut onların hali, şiddetle boşanan karanlıklı, gök gürültülü ve şimşekli bir yağmura tutulmuş yolcuların misaline benzer. Yıldırımdan ölme korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Halbuki Allah o kâfirleri kudretiyle çepe çevre kuşatmıştır. Şimşeğin çakması neredeyse gözlerini alır. Etraflarını aydınlatınca birkaç adım yürürler. Fakat üzerlerine karanlık çökünce oldukları yerde kalırlar. Eğer Allah dileseydi onlara verdiği işitme ve görme nimetlerini de alıverirdi. Muhakkak ki Allah her şeye hakkıyla kàdirdir." (Bakara, 2/17-20)
"Dördüncüsü: O belâdan kurtulup rücu etmek için var kuvvetiyle çalışmaktan mâada bir çare kalmadığını görür görmez, kuvvetine güvenir, ümitvar olur. Halbuki zulmet her taraftan o adamı öyle ihata etmiştir ki, o adam bütün kuvvetiyle çalıştığı halde kurtuluş imkânını bulamaz. Kendi su-i ihtiyarıyla bataklığa giren ve bir daha çıkması mümkün olmayan bir hayvan gibi, o zulmet içinde kalır. Evet, çok şeyler var ki, insan ihtiyarıyla girer, fakat çıkması mümteni olur. İnsan onu bırakır, fakat o insanı bırakmaz."(1)
Bu paragraf yukarıdaki ayetin bir tefsiridir. Ayet ve tefsirde ise, münafıkların psikolojik durumları tasvir ediliyor. Münafık nifak ve küfre kendi iradesi ve arzusu ile giriyor. Ama o nifak ve küfrün karanlık ve zulmetli dünyasından çıkması iradesi ile mümkün olmuyor. Çünkü bu şaşkınlık ve karanlık, nifak ve küfrüne peşin bir cezadır.
Münafığın bu durumdan kurtulma gayreti zannedildiği gibi hidayet istemek ve iman talep etmek değildir. Hidayet istese Allah derhal onu bağışlayıp nura gark edecek. Münafık hem küfür içinde kalmak hem de o karanlık ve şaşkınlık haletinden kurtulmak peşindedir ki, işte bu durum mümkün değildir.
“Kendi su-i ihtiyarıyla bataklığa giren ve bir daha çıkması mümkün olmayan bir hayvan gibi, o zulmet içinde kalır” ifadesi de bu inceliğe işaret ediyor.
Allah ezelî ilmi ile o münafığın iman talep etmeyeceğini bildiği için, nifakının cezası olan karanlık ve şaşkınlık halinden onu çıkarmıyor. Kendi irade ve kuvveti ile de o durumdan çıkması mümkün değildir.
Küfür ve nifak gibi olmasa da onun küçük bir misali de günahlardır. İnsan günaha kendi iradesi ile bilerek ve isteyerek girer, sonra o günaha alışır, sonra tiryaki olur, sonra çıkmak ister ama bu artık pek mümkün ve o kadar kolay olmaz. Ayyaşların içki tiryakiliği, kumarbazların kumar bağımlılığı, tefecilerin faiz müptelalığı, uyuşturucu kullananların uyuşturucu bağımlılığı bunlara misaldir.
(1) bk. İşârâtü'l-İ'câz, Bakara Suresi, 17-20. Ayetlerin Tefsiri.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Mükemmel .Allah razı olsun