"Daima dualarıyla ve abıkevser gibi feyizler, âlem-i İslamın etrafından onun ruhuna içirilir ve defter-i amaline geçirilir." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Belki birkaç yılanı kendinden kaçırır; ona bedel çok mübarek mahlukları arkadaş bulur, onlarla ünsiyet eder. Veya ısırıcı yabani eşek arılarını kaçırıp, mübarek rahmet şerbetçileri olan arıları kendine celb eder, onların ellerinden bal yer gibi, öyle dostlar bulur ki, daima dualarıyla ve âb-ı kevser gibi feyizler, âlem-i İslamın etrafından onun ruhuna içirilir ve defter-i amâline geçirilir." (Mektubat, Yirmi Dokuzuncu Mektup, Altıncı Risale.)
Nasıl ki mide susuzluğunu ve hararetini su içmekle teskin ediyor ise, ruh da susuzluğunu ibadet ve zikir gibi manevi ve nurani şeyleri içmekle teskin ediyor. Yani insan yemek yemekle midesi doyar, namaz gibi ulvi ibadetlerle de ruh midesi doyar.
Dua ve feyizler insanın manevi duygularını besleyen manevi rızıklardır. İnsan ne kadar dua ve niyazda bulur, zikir ve tesbihle meşgul olur, ilim meclislerinde ve feyizli muhitlerde bulunursa, o nisbette manen doyar ya da mutmain olur.
"Ruhuna içirilir" ifadesi, ibadetlerin ruha manevi gıda olmasını ifade ederken, "defterine geçirilir" ifadesi de insanın yapmış olduğu ibadet ve iyiliklerin amel defterine yazılmasını ifade ediyor. Malum, insanın her ameli kirâmen kâtibin melekleri tarafından kayıt altına alınıyor. Ta ki ahirette hesabı görülsün.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü