"Cüz’î-küllî her şeyi birer model hükmünde inşa" etmeyi misallerle izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Demek, o Mâlikü’l-Mülk-i Zülcelâl, küçük-büyük, cüz’î-küllî her şeyi birer model hükmünde inşa ederek, yüzler tarzda taze taze nakışlarla münakkaş mensucat-ı sanatını onlara giydirir, cilve-i esmasını, mu’cizât-ı kudretini izhar eder." (Mektubat, 20. Mektup, 2. Makam)
Küçük-büyük her şeyin mahiyeti onun bir modeli gibidir. Elbiselerin modele uygun olarak dikilmesi gibi, her canlının bedeni de onun ruhuna, o ruha takılı sıfatlara ve kabiliyetlere göre inşa ediliyor. Koyunun uysal ruhuyla, rızkı olan yumuşak otları kolayca koparacağı ağzı, onları çiğneyecek dişleri, hazmedeceği midesi ve yine o uysal ruha uygun narin ayakları tam bir uyum gösterirler.
Aslanın haşin ruhuyla da avını rahatça parçalayacak dişleri, onu hazmedebilecek midesi, öte andan düşmanını alt edebilecek kuvveti yine tam bir uyum içindedir. Koyunun rızkı otlar olduğu için onları yakalamak için süratle koşacak bir bedene, rızkını parçalamak için gerekli keskin ve güçlü tırnaklara ve onu alt edebilmesi için lazım olacak büyük bir kuvvete ihtiyacı yoktur.
Bu hakikatin de en güzel misalini kendi ruhumuzla bedenimiz arasındaki harika münasebette ve akıl almaz işbirliğinde açıkça görebiliriz. Anlayan akılla kalem tutan el arasındaki harika münasebet bunun sadece bir misalidir. Bu hakikate böyle nice misaller verilebilir.
İlave bilgi için tıklayınız:
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
