Dalalete, hataya toplu olarak düşülebilir mi? Yani meslek olarak mı yoksa meşreb olarak mı gerçekleşir?
Değerli Kardeşimiz;
Beş daire ve bu daireler içinde dalalet kavramını kısa kısa inceleyelim:
İslam Dairesi: Bu dairede dalalet, küfür veya günah şeklinde olur. Şayet İslam’ın esasat kısmı inkar edilir ise, dalalet küfür anlamına gelir, şayet emirleri terk etme şeklinde olursa dalalet günah anlamında olur.
Fırka Dairesi: Bu daire İslam’ın içinde olmakla beraber bidat ve sünnet olmak üzere iki kısma ayrılır. Sünnet dairesindeki fırkalar hak ve istikamet üzere iken, bidat üzere olanlar dalalet üzeredirler ki, bunlar ehl-i ateştir. Yani bu dairede dalalet, bidat anlamında kullanılmıştır.
Mezhep Dairesi: Mezhepler İslam dairesinin içindeki üçüncü büyük dairedir. Mezhepler, insanların coğrafi, örfi, ve kültürel farklılıklarına hitap eden ve onlara bir zenginlik ve rahmet olması noktasından, Allah ve Resulü (asv) tarafından zımni olarak Kur’an ve sünnete dercedilmiş hak bir kavramdır. İşte İslam müçtehitleri ve hukukçuları, Kur’an ve sünnet içinde var olan bu mezhepleri açığa çıkarıp, insanlara bir seçenek ve kolaylık olarak sunmuşlardır. Bu mezhepler Ehl-i sünnet çerçevesinde ve usulünde kalmak kaydı ile makbul ve güzeldir. Hanefilik, Şafilik, Malikilik, Hambelilik bunlara örnek olarak verilebilir.
Müçtehit olmayan her Müslüman, bir mezhebi veya müçtehidi taklit etmek ile sorumludur. Şayet taklit etmeyip kendi hevasına ve kafasına göre hareket ederse, bu dalalet olur ki bu dalalette günah kapsamındadır.
Meslek Dairesi: Meslekler, Kur’an ve Sünneti farklı açılardan ele alan ve kendi kabiliyet ve alemi açısından meseleyi değerlendiren bir yaklaşım tarzıdır. Ekseri olarak Allah’ın bir isminin ya da bazı isimlerinin penceresi ile kainata bakan ve olayları bu isimlerin perspektifi ile çözümleyen müceddidlerin açtığı bir çığır, bir yoldur. Bu mesleklerin temelinde Allah’ın isimlerinin mana ve hükümleri, bu isimlere mazhar olan müceddidlerin kabiliyet ve mahiyetleri ve zaman ve dönemin ilcaat ve gerekleri hükmeder. Mesela; bu zamanda akıl ve fen hükmettiği için bu zamanda hüküm, hikmet ve tefekkürün kaynağı olan Hakim isminindir. Risale-i Nurlarda da sair isimlerle beraber bu isim hakimdir. Nakşilik, Kadirilik, Şazelilik, Nurculuk gibi meslekler buna örnek olarak verilebilir.
İnsanların anlayış ve mizaçları muhtelif ve birbirinden farklı olduğu için, meslekler de muhtelif ve birbirlerinden farklı düşmüştür. Her insan kendi anlayış ve mizacına uygun olan mesleği seçip orada gidebilir. Yeter ki işi taassup ve fanatikliğe götürüp, sair meslekleri inkar etmesin. Zaten bu meslekler Ehl-i sünnet dairesi içinde olduğu için, hepsi hak mesleklerdir. Bir mesleğe girme zorunluluğu olmamakla birlikte kişi için elzemdir.
Sair meslekleri inkar etmek çirkin ve kötü anlamında dalalet olabilir, lakin ne küfür ne bidat ne günah ne de batıl anlamına gelmez. Dalalet, bu daire içinde ancak taassup ve fanatiklik boyutundadır ki bu da çirkin ve kötü bir ameldir.
Meşrep Dairesi: Meşrepler, aynı meslekler içinde farklı hizmet tarzlarını benimseyen meslek kolları gibidir. Aynı meslek içinde farklılaşma yukarıda izah ettiğimiz gibi, insanların mizaç ve anlayışlarının farklılığından ileri geliyor. Aynı mesleğe gönül vermişler; lakin birisi diyor ki şöyle hizmet edersek mesleğimize daha faydalı olur, diğeri de şöyle olursa daha iyi olur düşüncesi ile hareket ettiği için, farklılıklar ortaya çıkıyor. Bu farklılıkların kökeni yine, Allah’ın isimleri ve insanların kapasitesine bakıyor.
Mesela; Nurculuk bir meslektir, bünyesinde birçok farklı meşrepleri barındırıyor. Bunlar içinde; eğitime ağırlık verenler, Risale-i Nurları Osmanlıca yazı ile yazmayı kendine meşrep edinenler, Risale-i Nurları okuma ve anlatmayı kendine meşrep yapanlar vs,.. gibi birçok meşrepler ortaya çıkmıştır. Bu meşrepler birbirlerinin aleyhinde olmadığı müddetçe, farklı meşrep takip etmelerinde bir sakınca yoktur.
Yalnız, kendi meşrebini meslek yerine koyup, "Nur mesleği budur, diğerleri Nur mesleğinin dışındadır." tavrına girilir ise; o zaman husumet, niza, taassup başlar. Meşrep ve meslek; ilaç ve güzellik iken, zehir ve çirkin bir hale girer.
Özünde meslek ve meşrepler güzel iken, çirkinleştirenler; dar ve basit düşünceli cahil insanlardır. Nasıl ki, meslek mezhep yerine, mezhep fırka yerine, fırka da İslam yerine geçemez ise; meşrep de meslek yerine geçemez.
Meşrebi meslek yerine geçirmek ve bu hususta fanatiklik yapmak, bu dairede dalalet olarak değerlendirilebilir. Lakin küfür, günah, bidat anlamında bir dalalet de değildir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü