Dilenci, uyku hali ve birisini bekleme misallerinin "tertib-i eşyadaki teenni-i hikmet" ile münasebetini izah eder misiniz? Uyumak, istemek, teenni ile hareketin alakası nasıl kurulabilir?
Değerli Kardeşimiz;
Hırs ve kanaatsizliğin umumi manasını tarif ettikten sonra, basit ve cüz’î işlerde bile, hırsın zararına işaret ediyor.
Hırs, bir şeye ulaşmakta, sebep ve tertibi atlayarak, doğrudan neticeyi elde etme arzusudur. Burada verilen misaller, buna ışık tutuyor. Birisini beklerken, onun gelmesini aşırı istemek, insanda, bekleme sabrını tüketir; öyle bir noktaya gelir ki, “artık gelmeyecek” der, gider ve biraz sonra da o kişi gelir. Hâlbuki kavuşmanın şartı beklemektir. Burada, teenni ile hareket etmek, beklemektir.
Mesela, sabah, mühim bir iş için erken kalkman gerekiyor, sen de bu mühim işi düşünerek, akşam hırsla uyumaya çalışıyorsun. Bunun verdiği sıkıntı ile uykun iyice kaçar. Hâlbuki hırslanmadan, uykunun gelmesini sabırla beklersen, uyursun. Burada teenni, hırs göstermeden, sabırla uyaya kendini bırakmaktır.
Aşırı bir hırsla isteyen dilenciyi kimse sevmez ve ona acımaz. Ama tevekkül ile boynunu büküp sakin duran bir dilenciye, herkes fıtrî olarak acır ve meyleder. Demek ki bir dilenci, sabır ile sakin bir şekilde istese herkesin merhametini celbeder. Ama hırs ile herkese atılsa, o zaman teenni ile sakin durmadığı için kaybeder.
Neticeye ulaşmanın yolu; Allah’ın koymuş olduğu tertibe uymaktır. Bu kaide, dünya ve ahiret ile ilgili her işte böyledir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar