"Ehli tarikatın ekserisinde sekr, ehli aşkın çoğunda ise istiğrak ve iltibas oluyor." Sekr ile istiğrakın farkı nedir? Ehli tarikat ve ehli aşk birbirinden farklı mıdır?
Değerli Kardeşimiz;
Ehl-i aşk olmak için mutlaka ehl-i tarikat olmak gerekmez. Nur Külliyatı'nda geçen,
"Kalbin göz bebeğinde aks-i nurunu yerleştirmek, onun muhabbetiyle kendinden geçmek..." (bk. Sözler, On Birinci Söz.)
ifadeleri, bir bakıma, aşk ehlinin tarifi gibidir.
Aşk, muhabbetin ileri derecesidir. Bu şerefe ermenin yolu, ehl-i tarikat olsun olmasın her mümine açıktır.
Sekir, “ruhi bir coşkunlukla kendinden geçme hâli” şeklinde tarif ediliyor. İstiğrak ise, “iradesi dışında sâlikin kalbine ansızın gelip onu vecd içinde bir coşkuya boğma” olarak tarif ediliyor. Sekr ve istiğrak hâlleri birbirine oldukça yakındır. Sekirde hayret manası, istiğrak hâlinde ise kendinden geçme hâli daha hâkimdir.
Suya dalan kimse önce sudan başka bir şey göremez olur. Daha sonra suda boğulduğunda artık şahsi iradesi kaybolur. Onun her hareketi artık suya bağlıdır. Su onu yükseltir, alçaltır ve istediği yöne götürür. Bu hâl fenafillâh makamına gelen evliyada kendini gösterir.
Sahv, yani uyanıklık hâli, hakikatleri olduğu gibi görme ve bilme makamıdır. İstiğrak hâlinde iltibas olabilir; vacib ile mümkinin karıştırıldığı bile olur; vahdetü’l-vücut meşrebinde olduğu gibi. Bu hâlde söylenen sözlerden kişi mesul olmayabilir. Çünkü istiğrak hâlinde artık iradenin de hükmü kalmamıştır. Bu hâlden çıkıp sahv (uyanıklık) hâline geçilince, artık mesuliyet de başlamış olur.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü