''Eşyanın suretlerini alıp getirmek için gözün gönderdiği ziya" ne demektir? Fen ilimlerine göre eşyadan göze ışık geliyor, ondan sonra göz görüyor deniliyor. Ne dersiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Eşyanın suretlerini alıp getirmek için gözün gönderdiği ziya, esnâ-yı rahta eşyaya yetişmezden evvel, birden bire şimşek çakar; o şimşek kapıcı bir kuş gibi gözdeki o ziyayı alır, götürür. Veya gözün şuası, eşyanın şekillerini alıp getirirken, gecenin gözü hükmünde olan şimşek kemal-i sür'atle hücum ederek gözün elinden o şekilleri alır, götürür. Sanki, zulmeti kaldırmakla eşyayı gösteren şimşek, o bedbahtların eşyayı görmelerine razı olmadığından, onların gözlerinin şuasından o şekilleri alıp götürüyor."(1)
Bu paragrafta münafıkların ruh hali tahlil ediliyor. Maddî gözün görme mekanizması değil, münafıkların manevî gözünün nasıl kör olduğu, teşbihî bir üslup ile izah ediliyor.
Münafıklar hakkı elde etme kabiliyetinde iken, onların bozuk ve kokuşmuş niyetleri bir şimşek gibi o hakkı gizleyip örtüyor demektir. Şimşeğin eşyayı aydınlatması ve ardından birden karanlığın gelmesi insan için can sıkıcı bir durumdur. Münafıkların ruh dünyasında da benzer durumlar vardır. Ayet de bunu çok güzel tasvir ediyor.
Risale-i Nurlar biyoloji ya da tıp kitabı değildir. Ancak biyoloji ve tıp gibi ilmî konuları Allah'ın zat ve sıfatları adına tevil ve tefsir eder ve bizleri marifete ulaştırır. Bununla birlikte, ancak ileride anlaşılabilecek bir takım ilmî meselelere işaretler yapmaktadır. Risale-i Nur’da bunun birçok misalleri mevcuttur. Bu açıdan bakacak olursak, söz konusu ifadeyi şöyle izah mümkündür:
Hadîs-i şerifler ve tecrübe ile sabit olan nazar hâdisesinde, gözden bir enerjinin çıktığı ve karşı tarafa tesir ettiği görülmektedir. Ziya ifadesi ile bu enerjiye işaret olabilir. Nitekim ilim dünyasında varlığı tartışılan telekinezi ilminin gündeme gelmesi de bu iddiamızı destekler mahiyettedir.
Hem kaldı ki, Üstadın bu ifadesi, ilmin tespitine muhalif değildir. Zira cisimden göze yansıyan ışık, tekrar gözden cisme geri dönerek, görme hadisesi gerçekleşmektedir. Dolayısı ile üstadın, “gözün gönderdiği ziya” ifadesini, göze gelen ışığın geri yansıması olarak anlamak da pekâlâ mümkündür. Yani gözü ışığın kaynağı olarak görmek yerine, göze gelen ışığın geri gönderilmesi olarak, söz konusu ifadeyi tevil etmeye bir mani olmadığı kanaatindeyiz.
(1) bk. İşârâtü'l-İ'câz, Bakara Suresi, 19 ve 20. Ayetlerin Tefsiri.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü