"Fakat bizim tabaka-i avâmın intibahıyla ve galebesiyle tezahür eden tam sosyalizm ve bolşevizm düsturları bizim daha ziyade işimize yaradığı için..." cümlesini devamıyla izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Sosyalizmde sınıf farkı reddedildiği için, “insanlar her hususta bir tarağın dişleri gibi eşit olmalıdır” fikri temel bir prensiptir. Üstad Hazretlerine; "Sen hocalık ve âlimlik vasfınla insanlar üstünde bir sınıf farkı oluşturuyorsun ve insanlar sana hürmet edip saygı duyuyorlar. Bu da yukarıda ifade edilen sosyalist prensibine uygun düşmüyor. Öyle ise senin bizim içimizde hayat hakkın olamaz." deyip eza ve cefa yapıyorlar.
O dönemlerde dünyada sosyalizm rüzgârı her tarafı kasıp kavurduğu için, birçok devlet bu rüzgâra kapılarak sınıf kavgalarına girişmişler, milyonlarca masum insana büyük sıkıntılar ve zararlar vermişlerdir.
Komünizm (Sosyalizm): Sınıflar arası çatışma sonucunda toplumsal katmanların kalkıp, tek sınıf bir insan topluluğunun oluşturulması fikridir. Sosyalizm; özel mülkiyet, kişisel gelişim, farklı düşünce sistemlerinin tamamen yok edildiği, tek sınıfın olduğu, yani mutlak eşitlik düzenini hedefleyen bir düşüncedir.
Kurucusu Alman filozof Karl Marks'tır. Düşünce farklılıkları ve imtiyazları doğuran bütün faktörlere düşmandırlar; mutlak eşitlik prensibine ters gördüklerinden dolayı dini inkâr ediyorlar. Maddeci ve materyalist bir düşünce sistemidir; Allah’ı ve yaratma fikirlerini tamamen reddediyorlar.
İktisadi olarak tamamen devletçidir. Ticaret ve özel mülkiyet haklarını fertlere vermezler, bütün üretim vasıtaları devletindir. Dolayısı ile fert bu sistem içinde kendi kabiliyetlerini gösteremeyen silik bir askerdir.
Tarih ve inanç yönünden materyalisttirler, insanlığın içtimaî yapısını evrim yolu ile türden türe geçerek geliştiğini ilk merhalede basit bir toplum, sonra köle, ücretli, kapitalist ve en sonunda komünist nizama doğru evrimleştiğini varsayarlar.
Üstad Hazretleri komünizmin fıtri bir düşünce olmadığını söyler. Çoğu fikirleri hayalden öteye gitmez. Bu yüzden, bu fikir yetmiş seksen yıl devam etmiş ve dünyanın her yerinde iflas etmiştir. Üstad Hazretleri zaten eserlerinde maddeci ve dinsiz felsefenin; “tabiat, tesadüf ve sebepler icat” ediyor fikirlerini kat’i delilleri ile çürütmüştür. Bu düşünce iktisadi açıdan da fıtri olmadığından zaten fazla dayanamayıp iflas etmiştir.
Allah hem kudretini hem mükemmel sıfatlarını göstermek için, az bir şeyin eli ile çok şeyleri verdirir; bir sayfaya, kitabı sığdırır, tek bir şeye yüzlerce vazife takar. Mesela bir karaciğere, yüzlerce vazife takar. Bir ağaç ile tonlarca meyve verdirir. Yüz gramlık göze, ciltlerle yazılsa bitmeyen ilim ve hikmet takar.
İnsanlıkta da durum aynıdır. İnsanın bir ferdini, Allah öyle donatmış ki, sair türlere bedel yaratmış. Allah, insana çok hissiyat ve cihazlar vermiş ve duygularına sınır koymamış ki, çok makam ve mertebeleri elde edebilsin ve kâinatın halifesi ve neticesi olduğunu gösterebilsin.
Materyalist felsefenin mutlak eşitlik kanunu, yani sınıfsız toplum düşüncesi insanın fıtratı ile uyuşmuyor. İnsan gibi cami, geniş ve sınırsız istidat ve duygularla donatılmış bir varlığı, eşitlik ile kayıt altına almak sünnetullah kanununa aykırıdır.
Allah, her insanı diğer türlerin üstünde yarattığı gibi, insanlar arasında da bazı insanları çok vazifeleri gördürmek için, diğer insanlardan farklı ve üstün vasıflarla donatmıştır. Onun için insanlar arasında kabiliyet ve fazilet noktasında mutlak eşitlik söz konusu değildir.
Mutlak eşitlik, ancak hukukta olur. Kanunlar ve adalet önünde herkes eşittir. Sosyal statüsü, makam ve mevkisi ne olursa olsun, hukukta mutlak olarak herkes eşittir ve eşit olmalıdır. İslam bu eşitliği tam bir şekilde ortaya koymuştur. Zira İslam, fıtrat dinidir. Bir âlim ilimde ne kadar derinleşirse, bir evliya manen ne kadar terakki ederse, o nispette mütevazı ve merhamet sahibi olur. Büyüklüğün mikyası tekebbür değil, tevazu ve mahviyettir. Bu bakımdan, İslam dininde sınıf farkı yoktur.
Hulasa, sosyalizmin savunduğu bu mutlak eşitlik fikri, fıtrat ve hakikatle bağdaşmadığından, hayalden başka bir şey değildir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü