"Gayr-i meşru daireye girme. Çünkü o dairedeki bir lezzetin bazen bin elemi var. Hem hakiki ve daimî lezzet olan iltifâtât-ı Rahmâniyeyi kaybetmeye sebeptir." İzah eder misiniz? Tövbe edilse de Rahmanî iltifattan mahrum kalınır mı?
Değerli Kardeşimiz;
Evvela şunu ifade edelim, iltifâtât-ı Rahmanî ile rıza-yı İlahî aynı manaya geliyor. Çünkü Allah razı olmadığı birisine iltifat etmez.
İltifat kelimesi; iyilik ve lütufta bulunma manasına gelir. Lakin bütün bu iltifatların anahtarı rıza kelimesindedir. Yani Allah razı olmadığı kimseye iltifat etmez, demektir.
Üstadımız burada iltifatı “ihsan, ikram ve cennet nimetleri” gibi manalarda kullanıyor. Yani insan dünya hayatında günahlarla, isyanlarla rıza-yı İlahiyi kaybederse, Allah’ın cennetini, lütuf ve ihsanlarını kaybetmekle kalmaz, bir de cehenneme ehil olacak bir vaziyete düşer.
Fakat tövbe ve istiğfar kapısı ölünceye kadar açıktır. Burada fısk ve günahı bir hayat tarzı ve felsefesi haline getirip tövbe ve istiğfara yanaşmayan nefislere bir ikaz oluyor. Üstelik "Her günah içinde küfre giden bir yol vardır." Şayet bu günahlar tövbe ve istiğfar ile imha edilmez ise, kabre imansız girme gibi büyük tehlikeyle de karşı karşıya kalınır. Üstadımız bu büyük tehlikeye işaret ediyor.
Şunu da ifade edelim ki; maddi ve manevi bütün lezzetlerin meşru olanları olduğu gibi, gayrimeşru olanları da vardır.
Bilhassa genç nesle şırınga edilen bir yanlış fikir var: “Eğer namaz kılar ve meşru dairede bir hayat geçirirseniz, bu dünyadan zevk ve lezzet alamazsınız.” Hâlbuki her lezzetin meşruu daha güzel, daha sevimli ve daha faydalıdır.
Sadece iki misal vermekle iktifa edelim: Yemek bir lezzet çeşididir. İnsan bu lezzeti meşru rızıklarda daha çok tatmaktadır. Bir tarafta meyveler, sebzeler, koyun eti, balık gibi meşru rızıklar, diğer yanda içki ve domuz eti gibi yiyecek ve içecekler bulunuyor. Zevki bozulmamış her insan hemen kabul eder ki, meşru olan rızıklar daha güzeldir.
Ticaret yapıp para kazanmanın da bir lezzeti vardır. Bunun meşru şekli aldatmadan, faize ve ihtikâra girmeden kazanmaktır.
Gayrimeşru daireden uzak kalarak sadece meşru zevk ile iktifa eden insanlar hem dünyada daha rahat ve huzurlu bir hayat geçirirler, hem de “hakiki ve daimî lezzet olan iltifâtât-ı Rahmâniyeyi” kazanırlar. Böylece iki cihan saadetine mazhar olurlar.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü