"Ey hayat-ı dünyeviyenin zevkine müptela ve endişe-i istikbal ile istikbalini ve hayatını temin için çabalayan biçareler!.." cümlesini izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"İşte, ey hayat-ı dünyeviyenin zevkine müptela ve endişe-i istikbal ile istikbalini ve hayatını temin için çabalayan biçareler! Dünyanın lezzetini, zevkini, saadetini, rahatını isterseniz, meşru dairedeki keyfe iktifa ediniz. O keyfinize kâfidir. Haricinde ve gayr-ı meşru dairedeki bir lezzetin içinde bin elem olduğunu, sabık beyanatta elbette anladınız. Eğer mazi, yani geçmiş zamanın hadisatını sinema ile halihazırda gösterdikleri gibi, istikbaldeki ahval dahi, mesela elli sene sonraki halleri bir sinema ile gösterilseydi, ehl-i sefahet şimdiki güldüklerine yüz binlerce nefrin ve nefret edip ağlayacaktılar." (Sözler, On Üçüncü Sözün İkinci Makamı)
Helal dairesi bir insanın bu dünyada mutlu ve keyif içinde yaşaması için yeterlidir, haramlara girmeye lüzum yoktur.
Mesela, etler içinde inek, koyun, deve, keçi, tavuk, türlü türlü kuş etleri helal kılınmış iken, sadece domuz eti ve vahşi ve yırtıcı hayvanların etleri haram kılınmış. Görüldüğü gibi helal dairesi daha geniş daha fıtri daha lezzetli iken haramlar hem az hem gayr-ı fıtri hem de sağlıksız şeylerdir.
Yine içecekler içinden başta su, süt, bütün meyve suları, ayran, şerbetler helal kılınmışken insana ve sağlığına zararlı olan alkol yasaklanmıştır. Burada da helal dairesi keyfe kâfi ve daha geniştir.
Ayrıca haram lezzetler içinde peşin cezalar ve azaplar konulmuş bir gram lezzet verirken, arkasından tonlarca azap ve acıya vesile oluyorlar.
Mesela, içki içmekten cüzi bir lezzet alır ama arkasından sağlığını kaybeder, trafik kazalarına sebep olur, yuvası dağılır, asayişi bozar. İçkinin dünyevi sayılamayacak kadar zararları vardır ki bir gram lezzet için on ton azabı kabul etmek akıl kârı değildir. Uhrevi cezalarından hiç bahsetmiyoruz bile.
Ömrünü haram ve günahlar içinde geçiren bir adama elli sene sonraki vaziyetini sinema ile gösterme imkânımız olsa idi, kabirde çektiği şiddetli azaba bakıp şimdiki güldüklerine nefret edip ağlayacaktı.
Madem hakikat bu şekilde helal dairesindeki keyifle yetinip haramlardan uzak durmalı, ebedi saadetimizi mahveden günah ve kirlerimizden tövbe ve istiğfar ile arınmalıyız.
İlave bilgi için tıklayınız:
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü