Üçüncü Mevkıf

İçerikler


  1. Otuz İkinci Söz, Üçüncü Mevkıf’ın başındaki ayet hakkında bilgi verir misiniz?

  2. Üstad'ın "Her şeyden Cenab-ı Hakk'a karşı pencereler hükmünde çok vecihler var." dediği ayetin meali "Hiçbir şey yoktur ki, onu hamd ile tesbih etmesin." şeklindedir. Bunu nasıl yorumlarsınız?

  3. "Bütün mevcudatın hakaiki, bütün kâinatın hakikati, esma-i ilahiyeye istinad eder. Her bir şeyin hakikati, bir isme veyahut çok esmaya istinad eder..." Devamıyla izah eder misiniz?

  4. "Hakiki fenn-i hikmet"te neden hakiki denmiş? "Her bir fen bir isme" nasıl dayanır? "Tabakat-ı kümmelin-i insaniyenin hakikatleri" esma-i ilahiyeye nasıl istinad eder?

  5. "Hakiki hakaik-i eşya, esma-i İlahiyedir. Mahiyet-i eşya ise, o hakaikin gölgeleridir." ifadesini açıklar mısınız? "Yirmi esma" hangileridir?

  6. "Mahir bir tasvirci ve heykeltıraş bir zat, gayet güzel bir çiçekle ve insan cins-i latifinden gayet güzel bir hasnanın suret ve heykelini yapmak istese,.." Temsili izah eder misiniz?

  7. "Tanıttırmak ve sevdirmek, elbette meyl-i merhamet ve irade-i nimetten geliyor." İzah eder misiniz?

  8. Üçüncü Mevkıf'ta geçen misaldeki heykelin, "ellerini, kucağını ve ceplerini kıymettar nimetlerle doldurdu", şeklindeki ifadenin hakikatı nedir? Ayrıca "o çiçeğin suretini kırmızı bir mücevhere taktı", deniyor. Hakikatte çiçek ve kırmızı mücevher nedir?

  9. "Cemal ve kemal çünkü bizzat sevilirler her şeyden ziyade kendi kendini severler. Hem hüsündür, hem aşktırlar. Hüsün ve aşkın ittihadı bu noktadandır. Cemal, madem kendini sever, kendini ayinelerde görmek ister." İzah eder misiniz?

  10. "Aynen öyle de Sâni’-i Hakîm, cenneti ve dünyayı, semavatı ve zemini, nebatat ve hayvanatı, cin ve insi, melek ve ruhaniyatı, külli ve cüz’î bütün eşyayı..." Devamıyla izah eder misiniz?

  11. "Hem öyle bir tarzda tezyin ve tenvir eder ki, lütuf ve kerem manaları onda o derece hükmediyor ki, âdeta o mevcud-u müzeyyen..." Zikredilen esma-i ilahiyenin mahiyet ve hakikatlerini esas alarak genel manada izahını yapar mısınız?

  12. "Lâtif, Kerîm isimlerinin arkalarında Vedûd ve Mâruf isimlerini okutuyor ve masnuun lisan-ı hâlinden işitiliyor." cümlesini izah eder misiniz? Bilhassa isimlerin münasebetlerini...

  13. "Nihayetsiz derece-i kemalde bir cemal ve nihayetsiz derece-i cemalde bir kemal; nihayet derecede sevilir, muhabbete ve aşka layıktır." İzah eder misiniz?

  14. "Kemalat-ı zatiyesi, terahhum ve tahannün ister ve 'Rahman ve Hannan' isimlerini tecelliye sevkeder. Terahhum ve tahannün ise, rahmet ve nimeti göstermekle 'Rahîm ve Mün'im' isimlerini cilveye sevkeder." Rahman ismi Rahim'i de kapsıyor mu?

  15. "Tezyinden inayetin anlaşılması" ne demektir? İnayet, yardım etmek değil midir? İnayet, kerem, lütuf hep aynı manada mıdır?

  16. "Ve o sun' ve inayet ise, bir ilim ve hikmeti iktiza eder ve ism-i Alîm ve Hakîm'i, o masnuun intizamlı, hikmetli azasıyla okutturur." cümlesini izah eder misiniz?

  17. "O ilim ve hikmet ise, tanzim, tasvir, teşkil fiillerini iktiza ediyor; Musavvir ve Mukaddir isimlerini, masnuun heyetiyle, şekliyle okutturur, gösterir." İzah eder misiniz?

  18. "Güya her bir masnuuna ayrı ayrı, birbiri üstünde yirmi gömlek giydirmiş, yirmi perdeye sarmış; her gömlekte, her perdede ayrı ayrı esmasını yazmış." Yirmi ifadesi çokluktan kinaye midir? Her mahluka göre bu gömlek ve perdeler değişir mi?

  19. "Umumi şekil ve miktarını gösteren heyettir ki, ya Musavvir, ya Mukaddir, ya Munazzım isimlerini yâd eder." İzah eder misiniz, bu isimler sadece umumi heyet ve şekillere mi bakıyor?

  20. "Çiçek ve insanın basit heyetidir ki, o sahifede Alîm, Hakîm isimleri gibi çok isimler yazılıyor." Basitten kasıt nedir? Bu isimler sadece basit heyetlere mi bakıyor, başka tezahürleri olabilir mi?

  21. "O iki mahlukun ayrı ayrı azalarına ayrı ayrı hüsün ve ziynet vermekle, o sahifede Sâni ve Bâri’ isimleri gibi çok isimler yazılıyor." İzah eder misiniz?

  22. "Öyle bir ziynet ve hüsün, o iki masnua veriliyor ki, güya lütuf ve kerem tecessüm etmiş, onlar olmuş. O sahife ya Lâtif, ya Kerîm gibi çok isimleri yâd eder, okur." Hüsün ve ziynet tezahürünün Lâtif ve Kerîm isimleri ile irtibatını açar mısınız?

  23. "O çiçeğe leziz meyveler, o hasnaya sevimli evlatlar, güzel ahlaklar takmakla, o sahife ya Vedûd, ya Rahîm, ya Mün’im gibi isimleri okutturuyor." İsimler ve tecellileri ile izah eder misiniz?

  24. "O in’am ve ihsan sahifesinde ya Rahman, ya Hannan gibi isimler okunuyor." İzah eder misiniz?

  25. "O nimetlerde, o neticelerde öyle lemeat-ı hüsün ve cemal görünüyor ki, hakiki bir şevk ve şefkatle yoğrulmuş halis bir şükür ve safi bir muhabbete layık olur." İzah eder misiniz?

  26. "O sahifede yâ Cemil-i Zülkemal, yâ Kamil-i Zülcemâl isimleri yazılı okunuyor." Lemeat-ı hüsün ve cemalin bu isimlerle münasebetini açar mısınız?

  27. "İşte, yalnız bir güzel çiçek ve hasna bir insan ve yalnız maddi ve zahir suretinde bu kadar esmayı gösterirse, acaba umum çiçekler ve bütün zihayat ve büyük ve külli mevcudat, ne derece ulvi ve külli esmayı okutuyor. " Misallerle açar mısınız?

  28. "...bütün zihayat ve büyük ve külli mevcudat, ne derece ulvi ve külli esmayı okutuyor, kıyas edebilirsin..." Cenab-ı Hakk'a karşı pencereler hükmünde çok vecihlerin olduğu temsili izah eder misiniz? Bir de arkasındaki yedi sahifeyi açıklayabilir misiniz?

  29. "Hem insan ruh, kalp, akıl cihetiyle ve hayat ve letaif sahifeleriyle Hay, Kayyum ve Muhyî gibi ne kadar esma-i kudsiye-i nuraniyeyi okur ve okutturur, kıyas edebilirsin." Misaller verir misiniz?

  30. "Her biri külliyetiyle, hem her bir ferdi tek başıyla, Sâni-i Zülcemalinin esmasını gösterdikleri gibi, onun cemaline, kemaline, rahmetine ve muhabbetine..." İzah eder misiniz?

  31. "Hakaik-i eşyanın esma-i İlahiyeye dayandığını ve istinad ettiğini, belki hakiki hakaik, o esmanın cilveleri olduğunu ve her şeyin çok cihetlerle, çok dillerle Sâniini zikir ve tesbih ettiğini anla!" Nasıl anlayabiliriz?

  32. "Huriler nevi ve ruhaniler cemaati ve melek cinsi ve cin taifesi ve insan nevi, birer güzel şahıs hükmünde tasvir ve tanzim ve icat edilmiştir." Huri, ruhani ve melekler aynı tür mü?

  33. "وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ'nin bir manasını bil." Mezkûr ayetin manasını zahiren biliyoruz; buradaki "manasını bilmek" nasıl olmalı?

  34. "Ve سُبْحَانَ مَنِ اخْتَفٰى بِشِدَّةِ ظُهُورِهِ de." Bu kelam ne manaya gelmektedir ve nedir?

  35. "Ayetlerin ahirlerinde olan وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ - وَهُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ - وَهُوَ الْعَلِيمُ الْقَدِيرُ gibi zikir ve tekrarlarındaki bir sırrı fehmet." ne demektir?

  36. "Eğer bir çiçekte esmayı okuyamıyorsan ve vazıh göremiyorsan, cennete bak, bahara dikkat et, zeminin yüzünü temaşa et." Çiçekte görmeyen diğerlerini nasıl görecek?

  37. "Ehl-i dalaletin vekili, tutunacak ve dalaletini ona bina edecek hiçbir şey bulamadığı ve mülzem kaldığı zaman şöyle diyor ki:.." diye devam eden paragrafı açıklar mısınız? Bu fikri savunanlar, toplum içerisinde bazı sınıf ve kategori mensupları mıdır?

  38. "Eğer onu dinlersen hasaretin o kadar büyük olur ki, tasavvurundan ruh, akıl ve kalp ürperir." İzah eder misiniz?

  39. "Elemler ile ve emeller ile faydasız çarpışmak " ne demektir; izah eder misiniz?

  40. "Hem kendi vücudunu yükleyemediği halde, koca dünya yükünü biçare beline ve kafasına yüklenir." cümlesini izah eder misiniz; neden "bel ve kafa" deniyor?

  41. "Evet, şu elim elemi ve dehşetli manevi azabı hissetmemek için, ehl-i dalalet, iptal-i his nevinden gaflet sarhoşluğuyla muvakkaten hissetmez." Bilerek mi bu hale giriyorlar? Geçici olarak hissetmemek ne demektir? İzah eder misiniz?

  42. "İptal-i his nevinden, gaflet sarhoşluğuyla muvakkaten hissetmez. Fakat hissedeceği zaman, yani kabre yakın olduğu vakit birden hisseder." Buradaki "Kabre yakın olma" hangi zamandır; yaşlılık hali mi yoksa sekerat vakti midir?

  43. "Cenab-ı Hakk’a hakiki abd olmazsa, kendi kendine malik zannedecek." Bu nasıl olabilir?

  44. "Hâlbuki o cüz’î ihtiyar, o küçük iktidarı ile şu fırtınalı dünyada vücudunu idare edemiyor." Devamıyla izah eder misiniz?

  45. "Hem bu vaziyette iken, insaniyet itibarıyla nev-i insani ile ve dünya ile alakadar olduğu halde, dünyayı ve insanı..." şeklinde devam eden kısmı açar mısınız?

  46. "Hem şu haldeki insan, merhamet ve şefkate layık değildir. Çünkü kendi kendine bu dehşetli vaziyeti veriyor." Üstad Hazretleri ve diğer mürşitler dalalet yolunda olanlar için çok çabalıyor. Bu iki meselenin değerlendirmesini nasıl yapmak gerekir?

  47. "Öyle de sû-i ihtiyarından neşet eden küfür sarhoşluğuyla ve dalalet divaneliğiyle,.." şeklinde devam eden paragrafı, yanlış telakkileri ve onların hakikat karşılıklarını izah eder misiniz?

  48. "Cilve-i esma-i ilahiyeyi tazelendiren masnuatın, zamanın geçmesiyle vazifelerinin bittiğinden âlem-i gayba geçmelerini adem ile idam tasavvur ederek; ve tesbihat sadalarını zeval ve firak-ı ebedî vaveylası olduklarını,.." Tesbihat sadaları ne demektir?

  49. "Kabir kapısını zulümat-ı adem ağzı tasavvur ettiğinden ve eceli, hakiki ahbaplara visal daveti olduğu halde, bütün ahbaplardan firak nöbeti tasavvur ettiğinden..." İzah eder misiniz?

  50. "İşte, ey bedbaht ehl-i dalâlet ve sefahet! Şu dehşetli sukuta karşı ve ezici meyusiyete mukabil hangi tekemmülünüz, hangi fünununuz, hangi kemaliniz, hangi medeniyetiniz, hangi terakkiyatınız karşı gelebilir?" İzah eder misiniz?

  51. "Gayr-i meşru bir muhabbetin neticesi, merhametsiz azap çekmektir." cümlesini izah eder misiniz?

  52. "Mahbubunuz olan nefsinizin hadsiz belasını çekiyorsunuz. Çünkü hakiki bir rahatı, o mahbubunuza vermiyorsunuz. Hem onu, hakiki mahbub olan Kadir-i Mutlaka tevekkül ile teslim etmiyorsunuz, daima elem çekiyorsunuz." İzah eder misiniz?

  53. "Bir kısmı sizi hiç tanımıyor, tanısa da sizi sevmiyor, sevse de size bir fayda vermiyor; daima hadsiz firaklardan ve ümitsiz dönmemek üzere zevallerden azap çekiyorsunuz." ifadelerini açar mısınız?

  54. "Lezzet-i hürriyet dedikleri şeylerin içyüzleri ve mahiyetleri budur..." Burayı açar mısınız?

  55. "İnsanın zaaf ve aczini ve fakr ve ihtiyacını, bir Kadir-i Rahîme tevekkül ile tedavi eder. Hayat ve vücudun yükünü onun kudretine, rahmetine teslim edip, kendine yüklemeyip, belki kendisi o hayatına ve nefsine biner..." İzah eder misiniz?

  56. "Hayat ve vücudun yükünü, onun kudretine, rahmetine teslim edip, kendine yüklemeyip, belki kendisi o hayatına ve nefsine biner hükmünde bir rahat makam bulur." Nefse binmenin manası tam olarak nedir?

  57. "Hem kabrin âlem-i rahmete ve dar-ı saadete ve bağıstan-ı cinana ve nuristan-ı Rahman’a açılan bir kapı olduğunu ispat etmekle, beşerin en müthiş korkusunu izale edip..." İzah eder misiniz?

  58. "İhtiyarın cüz’î ise, kendi Malikinin irade-i külliyesine işini bırak." İzah eder misiniz?

  59. "Fikrin sönük ise; Kur'anın güneşi altına gir, imanın nuriyle bak ki: Yıldız böceği olan fikrin yerine her bir ayet-i Kur'an, birer yıldız misillü sana ışık verir." Bu cümleyi açıklar mısınız?

  60. "Ey insan! Sen kendine malik değilsin. Sen, kudreti nihayetsiz bir Kadir, rahmeti hadsiz bir Rahim-i Zat-ı Zülcelalin memluküsün." İzah eder misiniz?

  61. "İnsanlar, hayvanlar gibi mevcudat başıboş değiller; belki vazifedar memurdurlar, bir Hakîm-i Rahîmin nazarındadırlar. Onların âlâm ve meşakkatlerini düşünüp ruhuna elem çektirme..." İzah eder misiniz; acılara duyarsız mı kalacağız?

  62. "Hâlık-ı Rahîminin rahmetinden daha ileri şefkatini sürme." cümlesini nasıl anlamalıyız?

  63. "Şu âlem çendan fânidir; fakat ebedî bir âlemin levazımatını yetiştiriyor. Çendan zaildir, geçicidir; fakat baki meyveler veriyor,.." İzah eder misiniz?

  64. "Gayr-i meşru daireye girme. Çünkü o dairedeki bir lezzetin bazen bin elemi var. Hem hakiki ve daimî lezzet olan iltifâtât-ı Rahmâniyeyi kaybetmeye sebeptir." İzah eder misiniz? Tövbe edilse de Rahmanî iltifattan mahrum kalınır mı?

  65. "Beşerin uzun ve fırtınalı ve dağdağalı olan ebed tarafındaki yolculuğunu gayet derecede teshil eder. Bin, belki elli bin senelik mesafeyi bir günde kestirecek..." İzah eder misiniz?

  66. "Sultan-ı Ezelîye iman ile intisap eden ve amel-i salih ile itaat eden bir insan, şu misafirhane-i dünya menzillerinden ve âlem-i berzah ve âlem-i mahşer dairelerinden ve hakeza kabirden sonraki bütün âlemlerin..." İzah eder misiniz?

  67. "Ey mümin! Sendeki nihayetsiz muhabbet kabiliyetini, çirkin ve noksan ve şerur ve sana muzır olan nefs-i emmarene verme. Onu mahbub ve onun hevasını kendine mabud ittihaz etme." İzah eder misiniz?

  68. "Ey insan! Onun esma ve sıfatına ait istidad-ı muhabbetini, sair bekasız mevcudata verme, faidesiz mahlukata dağıtma..." Devamıyla izah eder misiniz?

  69. "İşte, şu muvazene, ehl-i dalaletle ehl-i imanın hayat ve vazife cihetindeki mahiyetlerine işaret eden..." Ayet-i kerîmenin meali ve konu ile münasebetini izah ederek özetler misiniz?

  70. Ehl-i iman ve ehl-i dalalet ile semavatın münasebetini açar mısınız? Ehl-i dalaletin ölmesiyle semavat ve zemin, onların üstünde ağlamayışını açıklar mısınız?

  71. "Onlara karşı bir hakaret, bir adavet ettiğinden, elbette semavat ve zemin, onlara ağlamak değil, belki onlara nefrin eder." İzah eder misiniz, dalalet ehlinin hakaret ve adaveti nasıldır?

  72. "Cenab-ı Hak hesabına onlara ve onlar ayine oldukları esmaya muhabbet ediyor." Buradaki "onlar" ile kime işaret ediliyor?

  73. Otuz İkinci Söz'deki Muhabbet bahsini örneklerle açar mısınız?

  74. "Muhabbet ihtiyari değil. Hem, ihtiyac-ı fıtriye binaen, leziz taamları ve meyveleri severim..." Bu mühim suali devamıyla açar mısınız?

  75. "Mecazi mahbuptan hakiki mahbuba..." Allah sevgisi dışındaki bütün muhabbetler yüzde yüz mecazi midir? Muhabbetin yüzü mecazdan hakikiye nasıl çevrilebilir? "Mesela, bir mahbubun çirkinliğini göstermekle..." Buradaki çirkinlik hangi anlamdadır?

  76. "Hem peder ve valideyi şefkatle teçhiz eden ve seni onların merhametli elleriyle terbiye ettiren hikmet ve rahmet hesabına onlara hürmet ve muhabbet, Cenâb-ı Hakkın muhabbetine aittir." Allah adına sevmek nasıl olur? Ta ki zevallerinden sonra üzülmeyelim!

  77. "Onlar ihtiyar oldukları ve sana hiçbir faideleri kalmadığı ve seni zahmet ve meşakkate attıkları zaman, daha ziyade muhabbet ve merhamet ve şefkat etmektir." Günlük hayatta bunun aksini çokça müşahede ediyoruz; bunu nasıl izah edersiniz?

  78. İsrâ suresi, Yirmi Üçüncü ayetin mealini verir misiniz? Valideynin "beş mertebe hürmet ve şefkate" layık olmalarını mertebelerle izah eder misiniz?

  79. "Kuran’ın nazarında valideynin hukukları ne kadar ehemmiyetli ve ukukları ne derece çirkin olduğunu gösterir." cümlesini ve "ukuk" ifadesini izah eder misiniz?

  80. "Madem peder kimseyi değil, yalnız veledinin kendinden daha ziyade iyi olmasını ister. Ona mukabil, velet dahi pedere karşı hak dava edemez." Evlat, babasına hiçbir şey diyemez mi? "Pederini haksız görse de ona isyan edemez." hükmü her konuda geçerli mi?

  81. "Hem hayatı, Cenâb-ı Hakk'ın insana ve sana verdiği en kıymettar ve hayat-ı bakiyeyi kazandıracak bir sermaye ve bir define ve baki kemalatın cihazatını cami’ bir hazine cihetiyle onu sevmek, muhafaza etmek..." İzah eder misiniz?

  82. "Hem dünyayı ahiretin mezraası ve esma-i İlahiyenin ayinesi ve Cenab-ı Hakk'ın mektubatı ve muvakkat bir misafirhanesi cihetinde sevmek -nefsi emmare karışmamak şartıyla- Cenab-ı Hakk'a ait olur." cümleyi ve nefs-i emmareyi açıklar mısınız?

  83. "Dünyayı ve ondaki mahlukatı mana-yı harfiyle sev; mana-yı ismiyle sevme. 'Ne kadar güzel yapılmış.' de. 'Ne kadar güzeldir.' deme..." Devamıyla izah edip Arabî ibarenin mealini verir misiniz? Ayrıca, hüsünle cemalin farkını açıklar mısınız?

  84. "Bütün tadat ettiğimiz muhabbetler, eğer bu suretle olsa, hem elemsiz bir lezzet verir, hem bir cihette zevalsiz bir visaldir. Hem muhabbet-i İlahiyeyi ziyadeleştirir." İzah eder misiniz?

  85. "Hem ayn-ı muhabbet bir fikirdir." cümlesini açıklar mısınız?

  86. "İltifatın gılafı olan o meyvede öyle bir lezzet var ki, bin elma lezzetinin fevkindedir. İşte şu lezzet ayn-ı şükrandır. Şu muhabbet, padişaha karşı hürmetli bir muhabbettir." İzah eder misiniz?

  87. "Bazen asara muhabbet suretiyle esmayı sever. Bazen esmayı, kemalat-ı İlahiyenin unvanları olduğu cihetle sever. Bazen insan, camiiyet-i mahiyet cihetiyle hadsiz ihtiyacat noktasında esmaya muhtaç ve müştak olur ve o ihtiyaçla sever." İzah eder misiniz?

  88. "Mesela, sen bütün şefkat ettiğin akraba ve fukara ve zayıf ve muhtaç mahlukata karşı acizane istimdat ihtiyacını hissettiğin halde..." Paragrafı Arabi ibarenin meali ile birlikte izah eder misiniz?

  89. "Hem alakadar olduğun ve perişaniyetlerinden müteessir olduğun, senin bir nevi hanen ve içindeki mevcudat..." Paragrafı Hakîm ismi ve Mürebbî unvanı namına nasıl anlayabiliriz?

  90. "Hem bütün alakadar olduğun ve zevalleriyle müteellim olduğun insanları, mevtleri hengâmında..." Paragrafı Vâris, Bâis isimleri, Bâkî, Kerîm, Muhyî ve Muhsin unvanları namına nasıl anlayabiliriz?

  91. "İnsanın mahiyeti ulviye, fıtratı camia olduğundan, binler enva-ı hacat ile bin bir esma-i İlahiyeye, her bir ismin çok mertebelerine fıtraten muhtaçtır." İzah eder misiniz?

  92. "Muzaaf ihtiyaç, iştiyaktır. Muzaaf iştiyak, muhabbettir. Muzaaf muhabbet dahi aşktır. Ruhun tekemmülâtına göre, merâtib-i muhabbet, merâtib-i esmaya göre inkişaf eder." ifadesini izah eder misiniz? Bütün esmaya muhabbet, her insan için söz konusu mudur?

  93. "Bin bir esmadan yalnız Adl ve Hakem ve Hak ve Rahîm isimlerinin bin bir mertebelerinden,.." İzah eder misiniz, "bin bir mertebe"den kasıt nedir?

  94. "Hikmet ve adl içindeki Rahmânü’r-Rahîm ve Hak ismini azami bir dairede görmek istersen, şu temsile bak: Nasıl ki, bir orduda dört yüz muhtelif taifeler..." Temsili özetler misiniz?

  95. "Her bir taife beğendiği elbiseleri ayrı, hoşuna gittiği erzakı ayrı, rahatla istimal edeceği silahları ayrı ve mizacına deva olacak ilaçları ayrı oldukları halde..." Misal verir misiniz?

  96. "Mesela şefkat, acz yüzünden elemli bir musibet olur. Muhabbet, firak yüzünden belalı bir hırkat olur. Lezzet, zeval yüzünden zehirli bir şerbet olur..." Cevabı misallerle açar mısınız?

  97. "Enbiya ve evliyaya muhabbet nasıl faidesiz kalır? Elcevap: Ehl-i teslisin İsa Aleyhisselama ve Rafızilerin Hazret-i Ali Radıyallahu Anha muhabbetleri faidesiz kaldığı gibi..." Cevabı biraz açar mısınız? Enbiya ve evliyanın zikredilmesinin hikmeti nedir?

  98. "Nefsine muhabbet ise, ona acımak, terbiye etmek, zararlı hevesattan men etmektir." Nefis ve gençliğe muhabbet konusunu açar mısınız?

  99. "Nefsine muhabbet ise, ona acımak, terbiye etmek, zararlı hevesattan men etmektir." Nefsimizi nasıl terbiye edeceğiz? Zararlı hevesattan nasıl menedeceğiz?

  100. "Refika-i hayatına muhabbetin, madem hüsn-ü sîret ve maden-i şefkat ve hediye-i rahmet olduğuna bina edilmiş..." Devamıyla izah eder misiniz?

Yükleniyor...