"Gökleri ve zemini altı günde yaratmak gibi geçmiş ve gaybî ve çok acip bir hâdiseyi, hazır ve göz önünde bir hâdiseyle" nasıl ispat edilmiştir?
Değerli Kardeşimiz;
"Hem هُوَ الَّذِى خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرْضَ فِى سِتَّةِ اَيَّامٍ yani gökleri ve zemini altı günde yaratmak gibi geçmiş ve gaybî ve çok acip bir hâdiseyi, hazır ve göz önünde bir hâdiseyle ispat etmek ve onun gibi acip bir tanzir olarak, zeminin yüzünde, bahar mevsiminde, haşr-i âzamın yüz binden ziyade misallerini gösterir gibi, iki yüz binden ziyade nebatat tâifelerini ve hayvanat kabilelerini beş-altı haftada inşa edip kemâl-i intizam ve mizanla iltibassız, noksansız, yanlışsız, beraber, birbiri içinde idare, terbiye, iaşe, temyiz ve tezyin eden..."(1)
Kâinat altı günde, yani altı devrede yaratılmıştır. “Rabbiniz o Allah’tır ki gökleri ve yeri altı günde yarattı.” (A’raf Suresi, 54)
İnsan da ana rahminde altı devreden geçiyor; nutfe, alaka, mudğa, azm, lahm, halk-ı cedid. Kâinatın devreleri milyonlarca yılda, insanınki ise dokuz ayda tamamlanıyor. Kâinat kemale erdiğinde insan meyvesi veriyor ve sükûna geçiyor, yani artık terakki ederek insandan daha üstün bir meyve verecek hale gelmiyor. Son ve en mükemmel meyve insan. Bu hikmetli yaratılış onun meyveleri olan mahlûkata da aksetmiş bulunuyor.
Ağaç bir anda yaratılmadığı için yaprak ve meyveleri de bir anda olmuyorlar. Yumurta bir anda tavuk olmadığı için, tavuk da civcivlerini bir anda vermiyor. Anne bir anda yaratılmadığı için çocukları da bir anda dünyaya gelmiyorlar.
Kâinatın safhalar haline yaratılmasının çok hikmetlerinden birisi, birçok İlâhî san’atın bu yolla sergilenmiş olmasıdır. Eğer her şey bir anda yaratılsaydı, meselâ, ne civcivden, ne bebekten, ne de fidandan söz edebilirdik; sadece insan, tavuk ve ağaç yaratılırdı.
İnşa sûretinde yaratılmanın, dünyaya imtihan için gönderilen insan için ayrı bir ehemmiyeti vardır. İnsan bir anda, meselâ kırk yaşında yaratılsaydı, o yaşta henüz okuma yazma bilmeyen, bir büyük çocuk olurdu. Yine böyle bir yaratılışta anne ve babaya da gerek kalmazdı ve aile hayatından söz edilemezdi.
Göklerin ve zeminin altı gün gibi kısa bir müddet içinde yaratılmasını akla yaklaştırmak için ve göz önünde müşahhas bir delil olarak bahar mevsiminde, ölmüş sineklerin, böceklerin ve bitkilerin kısa bir müddet içinde tekrar diriltilmesini misal olarak veriyor.
Yani; Üstad'ın müşahhas ve hazır dediği delil ve hâdise, bahar mevsiminde milyonlarca bitkilerin ve hayvanatın kısa bir süre içinde ihya ve inşasıdır.
(1) bk. Şualar, Yedinci Şua Dördüncü Hakikat.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü