"Hakikat-i ihlâs, benim için şan ve şerefe ve maddî ve mânevî rütbelere vesile olabilen şeylerden beni men ediyor. Hizmet-i Nuriyeye, gerçi büyük zarar olur." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Amma, 'Mânevî ve makbul ve zararsız ve bütün ehl-i iman ve hakikatın istedikleri nurânî makamlar ve uhrevî rütbelerden, hâlis kardeşlerimizden hüsn-ü zanla verilen ve ihlâsınıza zarar gelmediği halde, eğer kabul etsen, reddedilmeyecek derecede senetler, hüccetler bulunduğu halde; sen, değil tevazu ve mahviyetle, belki şiddet ve hiddetle ve o makamı sana veren kardeşlerinin hatırını kırmakla o rütbelerden ve makamlardan kaçıyorsun.'”
"Elhasıl: Hakikat-i ihlâs, benim için şan ve şerefe ve maddî ve mânevî rütbelere vesile olabilen şeylerden beni menediyor. Hizmet-i Nuriyeye, gerçi büyük zarar olur; fakat, kemiyet keyfiyete nisbeten ehemmiyetsiz olduğundan, hâlis bir hâdim olarak, hakikat-i ihlâs ile, herşeyin fevkinde hakaik-i imaniyeyi on adama ders vermek, büyük bir kutbiyetle binler adamı irşad etmekten daha ehemmiyetli görüyorum."(1)
Manevî makam sahibi olan birisine avamın teveccüh ve alakası çok daha fazla olur. Bu da avam insanların Nur hizmetinde istihdam edilmesine vesile olabilir. Halbuki "sen manevî makamları ihlasın bir esası olarak reddederek bu fırsatı kaçırmış oluyorsun" diye Üstadımıza bir sual soruluyor.
Üstadımız da cevaben Nur hizmetinde, "İhlaslı olan azlığın, kuru teveccüh ve kalabalıktan daha mühim olduğunu” ifade ediyor. Yani manevî makamları göstererek, muvakkaten etrafımızda toplanacak keyfiyetsiz, ihlassız ve samimiyetsiz milyonlarca insanı etrafımızda toplamaktansa, manevî makamlara ehemmiyet vermeyen ihlaslı, sadakatli, samimi ve keyfiyetli küçük bir cemaati elde tutmak daha mühim, daha makbul ve daha faziletlidir.
Böyle davranmakla hizmet belki keyfiyetsiz bir kalabalığı kaybeder, ama keyfiyetli, sağlam ve sarsılmaz ihlas erlerini kazanır. Bundan daha ötesi ise, bir lem'a muhabbet ve teveccühü bütün kâinatın bütün zamanlardaki muhabbet ve teveccühünden daha mühim olan Allah'ın rızasını kazanmış oluruz.
(1) bk. Emirdağı Lahikası-I, 41. Mektup.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü