"Hattâ kesilmek için yatırılan bir hayvan, bir şey hissetmez. Yalnız bıçak kestiği vakit hissetmek ister; fakat, o his dahi gider, o elemden de kurtulur." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Hayvan yatırıldığı zaman kesileceğini bildiği için değil, kendisini yere yatırdıklarından dolayı çırpınıyor. Kesileceğinden habersizdir. Kesmeyeceğiniz bir hayvanı da yere atsanız yine çırpınacaktır. Bu çırpınış kendini kurtarmak adına gösterdiği bir mücadeledir. Ancak son ana kadar kesileceğini bimediği gibi, yere yatırılırken bile ne yapılacağını bilmiyor, denmektedir. Bıçak boğazına dayandığı zaman, kesileceğini anlıyor, ancak duyduğu elem dahi gidiyor. Bu elem, bıçağın kesmesinden hâsıl olan elem değildir; ölmek ve yok olmaktan hâsıl olan elemdir. Zaten Üstad da bıçağın verdiği acı ve elemden değil, kesilerek yok olmanın verdiği acıdan bahsediyor.

Fakat Üstad'ın bahsettiği acı bu değildir. İdam edilecek bir adamın duyacağı acı, ipin boğazını sıkması değildir; ölmenin ve hayatının son bulmasının verdiği acıdır. İşte hayvanlar bu acıyı çekmez, demektedir.

Bıçağın keseceğinin acısı da vardır, çırpınışı bunun delilidir.

- Aklı olmayan ve bilhassa Allah'ın rızası için kesilen bir hayvan, nasıl olur da ölüp yok olmaktan korkabilir? Kurbanlık hayvanın korkusu var mı?

Korku hissi her insanda olduğu gibi, her hayvanda da vardır. Bu duygunun verilmesinin sebebi hayatını muhafaza etmek içindir. Kendisine yaklaştığımızda kaçan hayvan, bize şunu demek istiyor: "Bana karışma, ben kendimi seviyorum, beni benden alma."

Her ne sebeple olursa olsun, yere yatırılan hayvan, kendisine bir şey olur diye korkar, korkması bir fıtrat kanunudur; korkmaması anormal bir durum olur. Kurban olarak kesilmesi korkmamasını gerektirmez. Kurban olacağını bilip bilmediğini anlamak zordur. Farz edelim ki kurban olacağını biliyor. Bunu bilmesi, kokmamaya engel değildir.

Şehid olacağını ve en yüce makamların birine çıkacağını bilen her asker korktuğu gibi, bu derece şuurlu olmayan bir hayvanın pervasız gibi davranması beklenemez.

Kaldı ki, korkmak bir eksiklik değildir. Çantamızdaki paranın çalınması yüreklerimizi ağzımıza getiriyorsa, ruhumuzun alınması elbette ki bizi tedirgin edecektir.

- "Hattâ kesilmek için yatırılan bir hayvan, bir şey hissetmez." ifadesinin mesnedi nedir?

"Hayvan gibi olamazsın. Çünkü, hayvanın mazi ve müstakbeli yok. Ne geçmişten elemler ve teessüfler alır ve ne de gelecekten endişeler ve korkular gelir. Lezzetini tam alır. Rahatla yaşar, yatar, Hâlıkına şükreder. Hattâ kesilmek için yatırılan bir hayvan, birşey hissetmez. Yalnız bıçak kestiği vakit hissetmek ister; fakat, o his dahi gider, o elemden de kurtulur. Demek en büyük bir rahmet, bir şefkat-i İlâhiye, gaybı bildirmemektedir ve başa gelen şeyleri setretmektedir. Hususan mâsum hayvanlar hakkında daha mükemmeldir."

"Fakat, ey insan, senin mazi ve müstakbelin akıl cihetiyle bir derece gaybîlikten çıkmasıyla, setr-i gaybdan hayvana gelen istirahatten tamamen mahrumsun. Geçmişten çıkan teessüfler, elîm firaklar ve gelecekten gelen korkular ve endişeler, senin cüz'î lezzetini hiçe indirir. Lezzet cihetinde yüz derece hayvandan aşağı düşürür."(1)

Hayvanlarda akıl ve şuur olmadığından lezzet ve elemin mazi ve müstakbel cephesi yoktur. Bütün sermayesi bulunduğu andır.

Bir hayvan, bu noktada insandan o kadar geridir ki, ihtiyaçlarını bilmesi bir yana, kendi varlığı hakkında bile çok az şeye şuuru vardır. O da nefes alır, ama havaya ihtiyacı olduğunu bilmez. O havanın ciğerlerine gittiğini bilmez; zira ciğerin ne olduğunu da bilmez. Gece olunca gözlerini kapar, uyur. Ama geceye ve gündüze olan ihtiyacını bilmez. Aynı şekilde, dünyaya, güneşe, havaya, suya, mevsimlere muhtaç olduğunu da bilmez.

İnsanda akıl ve şuur olduğu için, şimdiki zaman mefhumu bir parça genişliyor ve mazi ve istikbal cephelerine yayılıyor. Bu yüzden, hayvanın lezzeti de acısı da çok anî ve def’î oluyor. Üstad bu mânayı; “Hattâ kesilmek için yatırılan bir hayvan, birşey hissetmez. Yalnız bıçak kestiği vakit hissetmek ister; fakat, o his dahi gider, o elemden de kurtulur” şeklinde ifade ediyor.

Kesilmek” ifadesi, yok olmak ve acı çekmek gibi hisler için kullanılmıştır. Hayvanın ne geçmişten ve ne de gelecekten elem duymadığı ve acı çekmediği zaten yukarıda ifade edilmektedir...

"İKİNCİ ASIL: Mesâil-i İslâmiyenin tabakatı vardır. Biri burhan-ı kat'î istese, diğeri bir zann-ı galibî ile iktifa eder, başkası yalnız bir kabul-u teslimi ve reddetmemek ister. Öyleyse, esâsât-ı imaniyeden olmayan mesâil-i fer'iye veya vukuat-ı zamaniyenin herbirinde bir iz'ân-ı yakîn ile bir burhan-ı kat'î istenilmez. Belki yalnız reddetmemek ve teslimiyetle ilişmemektir."(2)

Diğer bir husus, her meselede ayet ve hadisten zahir bir delil istenilmez. Zira çok meseleler vardır ki, ayet ve hadisin belağat nükteleri içinde ince ve nuranî olarak matvî (dürülü) bulunur. Kalın ve kaba nazarlar bu ince mânalara nüfuz edemeyeceği için, kaziye-i makbule nev’inden itiraz etmemek lazımdır. Yani mutemed ulema ve evliyanın keşfiyatlarına itimad ile kabul etmek gerekir. Her m3ana için zahir bir ayet ve hadis istemek doğru olmaz.

Dipnotlar:

(1) bk. Şualar, On Birinci Şua (Meyve Risalesi), Üçüncü Mesele.
(2) bk. Sözler, Yirmi Dördüncü Söz, Üçüncü Dal, İkinci Asıl.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 18.822
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

kartal1444
Allah razı olsun. uzun zamandır anlamadığım bır mesele idi
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
birkanaksut
Peki dayak yiyen devenin daha sonra sahibini öldürmesini nasıl açıklayabiliriz?
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
an-ke-but
Hocam haddim olmayarak bikac sey demek istiyorum. Burada kardesimiz acı hissetmez diye anlamış ama asıl metinde hissetmek ister fakat hissedemez diye geciyor. benim aciz anlayışımla burada hayvan bıcak kestiği zaman ne oldugunu anlayıp o şeyin ne olduğunu hissetmek istemesinden kaynaklanan bir duygu olduğu kanısındayım. yani bıçak kesiyor ve normalden farklı bir durum var, bu hayvan o durumu anlamaya çalışıyor, anlamadan o his elinden alınıyor. anlasa acı çekecek. bazen kurban kesilirkende sanki acı cekti sanırız ama aciz fikrimle bu o durumu anlayamamasından ve tedirgin olmasındandır gibi sanki. haddim olmayarak birseyler yazdım kusur olduysa affola. duaniza muhtac harun
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
sami

Hattâ kesilmek için yatırılan bir hayvan, birşey hissetmez. Yalnız bıçak kestiği vakit hissetmek ister; fakat, o his dahi gider, o elemden de kurtulur. Yani kesilmek için yatırılan bir insan o kesik acısından çok daha büyük acı, korku ve heyecan hisseder. Fakat kesmek için yatırılan bir hayvan hiç bir şeyin farkında değildir o yüzden bir şey hissetmez. Yanlız bıçak kestiği an hissetme ister yani kendisine yapılan işin farkına varır. Fakat kestikten sonra canı çıktığı için o his de gider. Yoksa bıçağın kesme acısını hissetez demek değildir. Elbette kesik acısını hisseder. Hissettiği için debelenir. Üstadın ifade ettiği kesilmeden önceki ölüm korkusu ve elemidir.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
erhangul01

Korku ve panik anında bütün canlılar adrenalin hormonu salgılar. Bu hormon her türlü acıyı yok eder. Mesela iki kişi kavga ediyor dur, birisi birisini bıçaklanmıştır. Fakat bıçaklanan şahıs bunun farkında bile değildir. Bıçaklanmaktan dolayı herhangi bir acı hissetmez. Fakat ne zaman vücuttaki adrenalin hormonu normal seviyeye iner acı başlar. 

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...