"Hayat-ı diniye ve ebediye ve uhreviyeye karşı, ya set çeker veya ikinci, üçüncü derecede bırakır. Bu hatasının cezası olarak öyle dehşetli bir tokat yedi ki..." İzah eder misiniz?

Değerli Kardeşimiz;

Bu asrın ideolojileri ve insanları, hayatın şartlarını öyle ağırlaştırdılar ki, dünyayı elde etmek, insanlar için artık en temel vazife haline geldi. İnsan için zaruri olmayan şeyleri, zaruri durumuna getirdiler, onun bütün gayretini ve enerjisini dünyaya sarf ettirdiler.

İnsan için, dünyanın en adi ve basit bir meselesi, dinin en büyük meselesine tercih edilir bir vaziyete geldi. Hatta ehl-i diyanet ve ehl-i takva zatlar bile, dini, dünyayı elde etmek için bir vasıta haline getirdiler. Umumi dünya sevgisi ve gayreti dindar insanlara da bulaştı, onları da dünyanın derin derelerine yuvarladı.

Dünyaya olan bu revaç ve rağbet, ebedî hayatın kazanılmasının önünde bir engel ve bir set oldu. Dini, insan gündeminde üçüncü ve dördüncü plana düşürdü. Felsefi tabiri ile insanlık sekülarize oldu. Yani, dünyevileşti. Ahireti ya tamamen unuttu, ya da gereken değeri vermedi.

Hâlbuki insan bu dünyaya hayvan gibi yutmak ve çabalamak, yiyip içip zevk etmek için değil; kulluk ve Allah’ın rızasını elde etmek için gönderildi.

Allah da, bu dünyaya saplanmış insanlara ceza olarak Birinci ve İkinci Dünya Savaşları ile büyük musibetler verdi, dünyalarını başına yıktı ve perestiş ettikleri hayatı cehenneme çevirdi. Allah, bu umumi kusura, umumi bir ceza ile karşılık verdi ve insanlara sert bir ikaz oldu.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü