"Hayat-ı Manevî", "Hayat-ı Umumiye" ve "Madde-i Hayat" ne demektir?
Değerli Kardeşimiz;
Hayat-ı Umumiye: Görünen ve görünmeyen, dünya ve ahiret, şehadet ve gaybi, bütün âlemlerde tecelli ve tezahür eden hayata denir. Hatta bu umumi hayatın bir latif ve ince manası kader levhalarında bile tecelli eder. Şöyle ki:
Hayatın, mazi ve müstakbeli kuşatan kader üzerinde de bir tecellisi vardır. Hayat sadece zaman ve mekân ile kayıtlı değildir. Hayatın her âlemde ve her mahlûkat üzerinde bir çeşit tecellisi vardır. Ama bu tecelli keyfiyetleri her âlemin keyfiyetine göre cereyan ediyor. Yani şehadet âlemlerinde tecelli eden hayat ile, kader levhaları üzerinde tecelli eden hayat, keyfiyet olarak aynı değildir.
Çekirdekte hayat ince ve latif olarak tecelli ederken, çekirdekten hâsıl olan ağaç ve gövdesinde daha kesif olarak tecelli eder. Yani hayatın da kesafet ve letafet olarak tecelli şekilleri başka başkadır. Çekirdek bir nevi kader levhalarının maddî âlemde müşahhaslaşmış şekli gibidir. Muşahhas kader olan çekirdekte hayat nasıl ince ve latif olarak tecelli ediyor ise, aynı şekilde kaderde de hayatın, keyfiyetini bilmediğimiz ince ve latif bir tecelliyatı vardır.
Madem kaderde bir hayat tecellisi var, öyle ise mahlûkat vücuda çıkmazdan evvel, kaderdeki ahvalinde de hayata mazhardır. Yani mevcudat canlı ve hayatlı kader levhalarından cismani âleme intikal etmiştir. Bu yüzden, kaderdeki mevcudatın ilmi vücutları asıl ve cevherdir, maddî ve cismi halleri ise suret ve kışırlarıdır. Mahlûkat cismani olarak yok iken de, vücudu ilmi olarak Allah’ın ilminde hayatlı olarak var idiler.
Hayat-ı Manevî; hayatın ince ve latif tecellileridir. Çekirdekte tecelli eden latif hayat buna misal olarak verilebilir.
Madde-i hayat; hayatı oluşturan bütün maddî unsurlardır. Yani hayata lazım olan ne kadar maddî unsur ve sebep varsa, bunların hepsine madde-i hayat diyebiliriz. Meselâ; güneş, hava, su, toprak bunlardan en büyük ve külli olanlarıdır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
"Hayat sadece zaman ve mekan ile kayıtlı değildir. Hayatın her alemde ve her mahlukat üzerinde bir çeşit tecellisi vardır..." İzah eder misiniz, bizim başka alemlerde de hayatımız var mı?
İnsanın maddi cesedi maddi alemdeki boyutudur ve maddi bir hayata mazhardır. İnsanın maddi hayatının bir çok alemde imaj ve sureti vardır ve bu imaj ve suretlerinin de aynı şekilde o alemin şartlarına göre bir hayata mazhariyeti bulunuyor.
Mesela, insanın bütün hayat süreci hem misal aleminde imaj olarak depolanıyor hem de kader levhalarında ilmi bir varlık boyutu ile arşivleniyor ki, aynı şekilde insanın bu misal ve kader alemlerinde de bir hayata mazhariyeti bulunmaktadır.
İlm-i İlahide bulunan ayan-ı sabitimiz ya da vücud-u ilmiyemiz de aynı şekilde bir hayata mazhardır. Lakin bu hayatın keyfiyet ve mahiyetini tam bilemiyoruz. Bu yüzden bu boyutlarda bir hakikat olarak duran hayat formatlarını muhat bir şekilde izah ve tarif etmemiz mümkün değildir.
Bu ayet, asıl hayat formatının ahiretteki hayat formatı olduğunu ilan ederek dünyadaki hayatın diğer alemlerdeki hayatların yanında sönük ve basit kaldığını zımnen ifade ediyor. Öyle ise insanın hangi alemde ve boyutta bir imajı bir sureti bir formatı varsa, ona göre de bir hayatı olmak gerekiyor.
(1) bk. Sözler, Yirmi Sekizinci Söz.