Hazreti İsa geldi mi, geldiyse kimdir?
Değerli Kardeşimiz;
İman ve teklif, ihtiyar dairesinde bir imtihan, bir tecrübe, bir müsabaka olduğundan, perdeli ve derin ve tedkik ve tecrübeye muhtaç olan nazarî mes'eleleri elbette bedihî olmaz. Ve herkes ister istemez tasdik edecek derecede zaruri olmaz.
Ta ki Ebu Bekir’ler a'lâ-yı illiyyîne çıksınlar ve Ebu Cehil’ler esfel-i safiline düşsünler. İhtiyar kalmazsa teklif olamaz. Ve bu sır ve hikmet içindir ki, mucizeler seyrek ve nadir verilir. Hem dâr-ı teklifte gözle görünecek olan alamet-i kıyamet ve eşrat-ı saat, bir kısım müteşabihat-ı Kur'aniye gibi kapalı ve tevilli oluyor.
Yalnız, Güneş'in mağribden çıkması bedahet derecesinde herkesi tasdike mecbur ettiğinden, tövbe kapısı kapanır; tövbe ve iman makbul olmaz. Çünkü Ebu Bekirler, Ebu Cehiller ile tasdikte beraber olurlar.
Hatta Hazret-i İsa Aleyhisselâm'ın nüzulü dahi ve kendisi İsa Aleyhisselam olduğu, nur-u imanın dikkatiyle bilinir; herkes bilemez. Hatta Deccal ve Süfyan gibi eşhas-ı müdhişe, kendileri dahi kendilerini bilmiyorlar. (Şualar, s.579)
Hem Deccal'ın rejimine, teşkil ettiği komitesine ve hükûmetine ait garib halleri ve dehşetli icraatı, onun şahsıyla münasebetdar rivayet edilmesi cihetiyle manası gizlenmiş. Mesela, "O kadar kuvvetlidir ve devam eder; yalnız Hazret-i İsa (as) onu öldürebilir, başka çare olamaz." rivayet edilmiş. Yani, onun mesleğini ve yırtıcı rejimini bozacak, öldürecek; ancak semavî ve ulvi, halis bir din İsevîlerde zuhur edecek ve hakikat-ı Kur'aniyeye iktida ve ittihad eden bu İsevî dinidir ki, Hazret-i İsa Aleyhisselâm'ın nüzulü ile o dinsiz meslek mahvolur ölür. Yoksa onun şahsı bir mikrop, bir nezle ile öldürülebilir. (bk. Şualar, s.581)
"Sihir ve manyetizma ve ispirtizma gibi istidracî hârikalarıyla kendini muhafaza eden ve herkesi teshir eden o dehşetli Deccal'ı öldürebilecek, mesleğini değiştirecek, ancak hârika ve mucizatlı ve umumun makbulü bir zât olabilir ki: O zat, en ziyade alakadar ve ekser insanların peygamberi olan Hazret-i İsa Aleyhisselâm'dır." (Şualar, Beşinci Şua, İkinci Makam)
Şahs-ı İsa Aleyhisselâm'ın kılıncı ile maktul olan şahs-ı Deccal'ın teşkil ettiği dehşetli maddiyyunluk ve dinsizliğin azametli heykeli ve şahs-ı manevisini öldürecek ve inkâr-ı uluhiyet olan fikr-i küfrîsini mahvedecek ancak İsevî ruhanileridir ki, o ruhaniler, din-i İsevî'nin hakikatını hakikat-ı İslamiye ile mezcederek o kuvvetle onu dağıtacak, manen öldürecek. Hatta "Hazret-i İsa Aleyhisselâm gelir. Hazret-i Mehdi'ye namazda iktida eder, tabi olur." diye rivayeti bu ittifaka ve hakikat-ı Kur'aniyenin metbuiyetine ve hâkimiyetine işaret eder.
"Rivayette var ki: -İsa Aleyhisselâm Deccal'ı öldürdüğü münasebetiyle- 'Deccal'ın fevkalade büyük ve minareden daha yüksek bir azamet-i heykelde ve Hazret-i İsa Aleyhisselâm ona nisbeten çok küçük bulunduğunu.' gösterir." (bk. age.)
"İsa Aleyhisselâm'ı nur-u iman ile tanıyan ve tâbi' olan cemaat-ı ruhaniye-i mücahidinin kemmiyeti, Deccal'ın mektebce ve askerce ilmî ve maddî ordularına nisbeten çok az ve küçük olmasına işaret ve kinayedir. (bk. Şualar, s.589) Nasıl ki emr-i İlahî ile İsa Aleyhisselâm, şeriat-ı Museviyede bir kısım ağır tekâlifi kaldırıp şarab gibi bazı müştehiyatı helâl etmiş.
Aynen öyle de Büyük Deccal, şeytanın iğvası ve hükmü ile şeriat-ı İseviyenin ahkâmını kaldırıp Hristiyanların hayat-ı içtimaiyelerini idare eden rabıtaları bozarak, anarşistliğe ve Ye'cüc ve Me'cüc'e zemin hazır eder.
"Ve İslâm Deccalı olan Süfyan dahi, şeriat-ı Muhammediyenin (asm) ebedî bir kısım ahkâmını nefis ve şeytanın desiseleri ile kaldırmağa çalışarak hayat-ı beşeriyenin maddi ve manevi rabıtalarını bozarak, serkeş ve sarhoş ve sersem nefisleri başıboş bırakarak, hürmet ve merhamet gibi nurani zincirleri çözer; hevesat-ı müteaffine bataklığında, birbirine saldırmak için cebrî bir serbestiyet ve ayn-ı istibdad bir hürriyet vermek ile dehşetli bir anarşistliğe meydan açar ki, o vakit o insanlar gayet şiddetli bir istibdaddan başka zabt altına alınamaz." (bk. age., Üç Küçük Meseledir)
Bugün Avrupa’nın birçok yerinde Müslüman olanların sayısı her geçen gün artmaktadır. Müslüman olanlar da genellikle ilim ve fikir adamlarıdır. Hatta birçok papazın da Müslüman oldukları bir hakikattir. Artık Hz. İsa’nın da ayak sesleri duyulmak üzeredir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
15.mektup daki bahsedilen isa a.s ile ilgil konu dikkate alınırsa ordaki sıralamaya göre henüz değil gibi