"Hem dininde bulunan bütün ibadatın bütün enva'ında en ileri ... hem ibtida ve intihayı birleştirerek yapması; elbette misli görülmez ve görülmemiş." ifadesini açar mısınız, Peygamber Efendimizin ibtida ve intihayı birleştirmesi ne demektir?
Değerli Kardeşimiz;
"İptida" bir şeyin başlangıç kısmını, yani ham ve kuvve halini; "intiha" ise, o şeyin kemal bulmuş, vuku bulmuş halini ifade eder. Ki başlangıç ile kemal arası adetullah gereği uzun bir süreç ve zaman ister. Bir şey kısa bir zaman diliminde iptidadann intihaya gidemez, yani ham halden kemal hale birden ulaşmak âdetullah açısından mümkün değildir.
Mesela; bir tamirci çırak, ilk olarak mesleğe acemi ve çırak olarak başlar, yıllar sonra usta ve mahir bir sanatkar olarak bitirir. Kainatta her şey bu gelişme kanuna tabidir. Her şey basitten mükemmele doğru tedrici bir şekilde, yani aşama aşama şeklinde ilerler. Hiç kimse bir anda basitken mükemmele ulaşamaz, yani tamirci çırağı bir anda usta olamaz. Bu kainatın adeti ve kanunu olan gelişim esasına aykırı olur.
Mesela, kaysı çekirdeğinin çekirdek hali iptidadır, bu çekirdeğin bir süreçten sonra ağaç ve meyve olmuş hali ise intihadır. Çekirdek ham halidir, ağaç ve meyve hali ise kemal halidir; çekirdeğin büyüme aşaması ve süreci de âdetullahtır.
Bu biyolojik alanda böyle olduğu gibi, iktisadi ve sosyal alanda da böyledir. Mesela, Osmanlının ilk beylik hali çekirdek ve iptida halidir; üç kıtaya hükmettiği yükselme evresi ise intiha halidir. Beylikten imparatorluğa gidiş süreci ise âdetullahtır.
Peygamber Efendimiz (asm)'in hayatında iptida ve intiha mucize şeklinde tezahür ediyor. Yani Allah habibinin hatırı için adetullah olan uzun süreci kısaltıyor. Yirmi üç yıl gibi kısa bir süre içinde, Cahiliye Arap toplumunu insanlığın en mükemmel ve seçkin bir seviyesine çıkarması, iptida ile intihanın birleşmesidir ve bu durum bir mucizedir.
Yine Peygamber Efendimiz (asm)'in, gaddar, öfke abidesi, kızını bile diri diri gömmekten çekinmeyen ve kibir ve cehalet içinde olan bir Ömer’i (ra) bir iki saat içinde insanlığın en hayırlı en adil en merhametli en hakperest bir seviyesine taşıması, iptida ile intiha seviyesine çıkarmak değil de nedir acaba.
Peygamber Efendimiz (asm)'in bu tarz mucizeleri çoktur. Peygamber Efendimiz (asm) bu kanundan müstesnadır. Zira Peygamber Efendimiz bir anda, zamansız ve müddetsiz bir şekilde, basitlik ile mükemmelliği mahiyetinde cem etmiştir. Yani bir anda çırak vaziyetinden usta vaziyetine girmiştir. Ümmi iken bütün insanlığa muallim olmuştur. Hiçbir şey bilmezken bir anda vahyin ikliminde allame-i cihan olmuştur. Cahil ve adetlerinde bağnaz ve tutucu olan Arap kavmini, insanların en şereflisi ve en medeni cemaati şekline kısa bir müddet içinde dönüştürmüştür.
İşte kainatın bu gelişim kanununu delen peygamberi vaziyetler birer mucizedir, Allah’ın birer ihsan ve ikram eseridir. Bunları gören her aklı başında insan, Onun (asv)hak peygamber olduğunu itiraf eder.
Halbuki bir toplumun ve bir insanın terbiyesi çok uzun bir zaman dilimini ve çok büyük bir gayret ve çabalamayı gerektirir. Çünkü âdetullah bunu iktiza eder. İnsanlar bir anda mükemmele ulaşamazlar, tedrici bir şekilde yol alırlar. Tabir yerinde ise, deneme-yanılma ile ilerlerler. Akla dayanan ilimlerde durum böyledir. Uçak, radyo, TV gibi maddi keşiflerin seyrine bakarsak bunu kolayca görebiliriz.
Bir mesele önce teori olarak ortaya atılır, zamanla ya isbatı yapılır veya yanlış olduğu fark edilerek vazgeçilir. Peygamber Efendimiz (asm) ise, dinin esaslarını vahye dayanarak mükemmel olarak getirmiş ve talim etmiştir. Onun yolunda tedrici tekamül değil, başta ve sonda mükemmellik vardır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü