"Kur’ân, fer’î hükümlerden bir kısmını neshetmiştir. Yani vakitleri bitti, nöbet başka hükümlere geldi, diye hükmetmiştir." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"... Çünkü fer’î hükümlerden biri, bir zamanda maslahat iken, diğer bir zamana göre mazarrat olur. Veya bir ilâç, bir şahsa devâ iken, şahs-ı âhere dâ’ olur. Bu sırdandır ki, Kur’ân, fer’î hükümlerden bir kısmını neshetmiştir. Yani vakitleri bitti, nöbet başka hükümlere geldi, diye hükmetmiştir.”(1)
Dinin hükümleri; esasat ve füruat olmak üzere iki kısımdır.
Esasat; değişmesi mümkün olmayan, her zaman ve her mekânda aynı olan hükümlere denir. İmanın esasları ve ibadetin temel meseleleri buna misal olarak gösterilebilir.
Füruat ise; zamanlara ve mekânlara göre değişip başkalaşan hükümlerdir. Ekseri olarak insanların ferdî ve içtimaî hayatlarını tanzim eden hükümlerdir. Mesela; geçmiş kavimlere ganimet yasak iken, İslam'da meşrudur. Yine İsrailoğullarında zekât miktarı daha yüksek iken, İslam dininde daha az nisbette veriliyor v.s.
Kâinatta tekâmül kanunu hükmettiği için, her şey basitten mükemmele doğru gelişerek büyüyor. Bu sebepten dolayı; hem insan hem de insanlık basitten mükemmele doğru tekâmül ediyor. Mesela; Hazret-i Âdem (a.s) zamanındaki insanlar, tekâmül kanununa göre basit ve ibtidaîdir. Bu yüzden o dönemin içtimaî hayatını tanzim eden şeriat da cemiyetin bünyesine uygun olarak basit ve ibtidaîdir. Sonra insanlık yavaş yavaş tekâmül ettiği için, onların ferdî ve içtimaî hayatını nizama koyan şeriat da buna uygun olarak tekâmül edip değişmiştir.
İnsan nasıl çocukluk, gençlik, kemal ve yaşlılık merhaleleri geçiriyor ise; aynı şekilde insanlık da buna benzer merhaleler geçiriyor. İnsanlar bu merhalelere münasip şeriat kanunlarına muhatap oluyor.
İnsanın kemal yaşında; artık değişim ve dönüşüm azaldığı için, karakteri ve ahlakî yapısı oturur. Aynı şekilde insanlığın da bir kemal yaşı vardır, bu yaştan sonra artık tek şeriat, tek peygamber kâfi hale gelir. İşte Peygamberimiz (asm)'in son nebi olması bu sırdan ileri geliyor. Peygamber Efendimiz (asm)'den önce, her asra ve her kavme bir peygamber ve şeriat gönderilmesinin temelinde bu tekâmül kanunu yatar. Bu yüzden İslam âlimleri şu kaidede ittifak etmişlerdir. "Ezmanın tağayyürü ile ahkâm dahi tağayyür eder." Yani zamanın değişip başkalaşması ile hükümler de değişip başkalaşır. Tabiî burada değişen esasat değil füruattır.
(1) bk. İşaratü'l-İ'caz, Bakara Suresi 4. Ayet Tefsiri.
İlave bilgiler için tıklayınız:
- Kur'an neden yirmi üç senede indirilmiştir; bir defada gönderilemez miydi?
- Nesh (Nesih) Ne Demektir?
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Kur'an tüm zamanlara ve tüm insanlara indirilmişse, nasıl oluyor da hükümleri nesh ediliyor?
Kur'an'ın tamamı birden nazil olmamış; yirmi üç senelik bir zamanda peyderpey indirilmiştir. İşte, Üstadımız, Kur’an’ın neden zamana dağıtılarak indirildiğinin hikmetlerini anlatmaktadır. Zamana yayılarak gönderilmesindendir ki, Kur'an bütün asırlara hitap etmektedir.
Bir meyve ağacı, birdenbire olgunlaşıp meyve vermez; belli bir zamana muhtaçtır. Olgunlaştıktan sonra, her insanın ihtiyacına meyveleri ile cevap verir. Temsilde hata olmasın, Kur'an da yirmi üç senelik zamanda indirilmesiyle içtimaî hayatı, akışı içerisinde olgunlaştırmış, kemale erdirmiş ve böylece en nihaî şeklini almıştır. Âdeta kıyamete kadar meydana gelen içtimaî ve siyasî tebeddülat ve bu değişime cevap veren ayetler, yirmi üç senelik bir zaman dilimine dağıtılarak tahakkuk etmiştir.