Dokuzuncu Söz’de beş vaktin hikmeti anlatılırken, buna bir de gece namazı olan teheccüd namazı ilave ediliyor. Bunun hikmeti ne olabilir?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Cenab-ı Hakk'ın semavat ve arzı altı günde halk etmesi gibi, günü de altı devrede tanzim etmiştir. İşte beş vakit namazın, kainatın safhalarına işareti;

a. İlk yaratılma hengamı, Sabah namazı,

b. İnsanın yaratılması, Öğle namazı,

c. Peygamberimizin gönderilmesi, İkindi namazı,

d. Kıyametin kopması, Akşam namazı,

e. Bu imtihan meydanının tamamen kapanması, Yatsı namazı,

f. Cenab-ı Hakk'ın bütün mahlukatı mahşerden evvel daire-i kudretten daire-i ilme alarak her şeyi âdeta helak edeceği vakit, Teheccüd namazı,

g. Haşir meydanına çıkış, İkinci sabah.

olarak teşbih edilebilir. Çünkü aşağıda da vereceğimiz rivayetlerde görüleceği gibi, teheccüd namazı bizim için kurtuluşa vesile olacak en önemli ibadetlerdendir. Vakit olarak da diğer namazlardan sonra gelmektedir. İşte mahşer olan ikinci sabahtan evvelki zaman diliminde Allah (c.c) bütün mahlukatı bir anda yokluğa göndereceği anı hatırlatması çok manidardır. İşte bu zamanda Allah'tan başka kimsenin olmadığı o zamanı hatırlatan teheccüd vaktinde, O'ndan başka kimseye teveccüh edilmemesi gerektiğini hatırlatır.

Evet, beş vakit namaz farzdır. Bunun için bu Söz'de beş vaktin hikmetleri anlatılmıştır. Bu beş vakit farz namaz dışında kılınan birçok nafile namazlar da vardır.

Teheccüd namazı da nafile bir namazdır, ancak bu namaz -ehemmiyetine binaen- Peygamber Efendimize (asm.) vacib kılınmıştır.

Resul-i Ekrem Efendimizin (asm.) “Gözümün nuru” diye tarif ettiği namaz ibadeti, onun sürur ve sefası idi.

“Kulum bana en fazla farzlarla yaklaşır, sonra nafilelerle. (Farzlara ilave olarak nafile namazlara da devam ede ede) Sonunda öyle bir noktaya gelir ki, ben o kulumun gören gözü, işiten kulağı olurum…”(1)

Hadis-i Kudsiyi kendisine rehber edinmiş olan Habib-i Kibriya (asm.) sadece farz namazlarla iktifa etmemiş, her vesileyle nafile namaz kılarak bu ibadeti olabildiğince artırma yoluna gitmiş, geceleri ayakları şişinceye kadar namaz kılmıştır.

“Ey Allah'ın Elçisi! Neden kendini bu kadar yoruyorsun? Oysa Allah senin geçmiş ve gelecek hatalarını bağışlamıştır.” diyen Hz. Aişe’ye:

“Ya Âişe! Allah’a şükreden bir kul olmayayım mı?”(2)

diye cevap vermiştir.

Habib-i Kibriya Efendimiz (asm.) “Evlerinizde nafile namaz kılınız. Evlerinizi kabirlere çevirmeyiniz.”(3) buyurarak ümmetine nafile namaz kılmalarını tavsiye etmiştir.

"Geceleyin secde ederek ve ayakta durarak boyun büken, âhiretten çekinen, Rabbin rahmetini dileyen kimse, inkâr eden kimse gibi midir?" (Zümer, 39/9)

Teheccüd namazının Resulullah Efendimize (asm.) vacib olduğu şu âyetle sabittir:

“Gecenin bir kısmında da sadece sana mahsus bir nafile olmak üzere, uykudan kalk, Kur’ân ile teheccüt namazı kıl, Rabbinin seni bir makam-ı mahmuda (şefaat makamına) göndermesi kesindir.” (İsra, 17/70)

Fahr-i Âlem Efendimiz (asm) Güneş tutulduğu zaman iki rekât Küsuf namazı kıldırmış ve arkasından şöyle buyurmuştur:

“Bu olaylar Allah’ın büyüklüğünü gösteren delillerdir. Allah Teâlâ bunlarla kullarını korkutmak istiyor. Bunları gördüğünüz zaman, en son kıldığınız farz namaz gibi namaz kılın.”(4)

Husûf namazı ise; Ay tutulduğu zaman Müslümanların evlerinde münferit olarak gizli veya açıktan iki ya da dört rekât olarak kıldıkları bir nafile namazdır.

Başka bir hadis-i şerifte ise şöyle buyrulur:

“Her kim akşam namazından sonra altı rekât nafile namaz kılarsa, denizlerin köpükleri kadar olsa bile günahları affedilir.”(5)

Resul-i Ekrem Efendimiz (asm.) kuşluk namazının ehemmiyetini de şöyle ifade etmişlerdir:

“Kim kuşluk vaktinde namaz kılmaya devam ederse, (kul hakkı hariç) günahları deniz köpüğü kadar dahi olsa mağfiret olunur.”(6)

Başka bir hadis-i şerifte ise şöyle buyurulur:

“Her kim abdest alır sonra da kalkıp iki rekât namaz kılarsa ve bu iki rekâta kalbiyle yönelirse, o kimseye cennet vacip olur.”(7)

Dipnotlar:

(1) bk. Buhari, İbn-i Mace, Beyhaki.
(2) bk. Müslim, Münâfikîn 79-81. Ayrıca bk. Buhârî, Teheccüd 6, Tefsîr 48/2, Rikak 20; Tirmizî, Salât 187; Nesâî, Kıyâmü´l-leyl 17; İbni Mâce, İkame 200.
(3) bk. Buhârî, Salât 52, Teheccüd 37; Müslim, Müsâfirîn 208, 209.
(4) bk. Buhârî, Küsûf 1,17; Ebû Dâvûd, İstiskâ 4, 9.
(5) bk. Heysemi, Mecmeuz Zevaid, II, 230.
(6) bk. Tirmizi, Vitr 15.
(7) bk. Buhârî, Vüdû 24; Müslim, Tahâre 5, 6,17; Ebû Dâvûd, Tahare 65.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 9.954
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...