"Tam tamına ubudiyetin en ince esrarına kadar müraat etmesi..." Buradaki, ubudiyetin en ince esrarından maksad ne olabilir?
Değerli Kardeşimiz;
"Hem, dininde bulunan bütün ibâdâtın bütün envâında en ileri olması; ve herkesten ziyade takvâda bulunması ve Allah’tan korkması; ve fevkalâde daimî mücahedat ve dağdağalar içinde tam tamına ubûdiyetin en ince esrarına kadar müraat etmesi; ve hiç kimseyi taklit etmeyerek ve tam mânâsıyla ve müptediyâne fakat en mükemmel olarak, hem iptidâ ve intihâyı birleştirerek yapması, elbette misli görülmez ve görünmemiş."(1)
Allah’a kulluk etmenin dünyevî ve uhrevî sayısız fayda ve sırları bulunuyor. Bu fayda ve sırların bir kısmını akıl görür, bir kısmını kalb keşfeder, bir kısmını da ruh hisseder...
"Ubudiyetin ince sırları" aklın ve zahirî duyguların fevkinde kalb ve ruhun hissettiği ince mâna ve duygular oluyor. Bu gibi sırların bir tarifinin yapılması imkânsızdır. Bu sırları anlamak ve duymak için yaşamak, o makama erişmek gerekiyor.
Peygamber Efendimiz (asm) her hususta olduğu gibi, ubudiyetin de her hususunda zirvededir, eşsizdir. Bu yüzden, O’na (asm)'e ait bu yüksek halleri ve sırları anlamak ve ifade etmek öyle kolay bir iş değildir.
Habib-i Kibriya Efendimiz (asm), her işini tam bir nizam içinde yapardı. İbadet zamanları, dinlenmek için ayırdığı saatler belli idi. Vakitlerini boş geçirmez, her dakikasını faydalı bir işle değerlendirirdi. O, her an Allah’ı anar, ibadetten çok büyük haz duyardı. Geceleri kıldığı namazlarda uzun süre ayakta durmaktan ayakları şişerdi. Hz. Aişe (r.a.) onun bu durumunu görünce: "Ey Allah’ın Rasülü! Allah, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışladığı halde kendine niçin bu kadar zahmet veriyorsun?" deyince, Peygamberimiz (asm) ona şu cevabı vermişti: “Allah’a şükreden bir kul olmayayım mı?”
Ubudiyet, Peygamber Efendimiz (asm)'in velayet cihetidir ve O, kulluğun zirvesindedir. Bir mü’min namazı eda eder, farzı ifa etmiş olur; Peygamber Efendimiz (asm) de namaz kılar ama O, namazın içinde bulunan sayısız sırları derk ederek, hissederek kılar. Namazı tek bir kalıp olarak değerlendirmek doğru olmaz...
(1) bk. Şualar, Yedinci Şua.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü