"Hodbin adam hem hodgâm, hem hodendiş, hem bedbin olduğundan, bedbinlik cezası olarak nazarında pek fena bir memlekete düşer. Bakar ki, her yerde âciz bîçâreler, zorba müthiş adamların ellerinden ve tahribatlarından vâveylâ ediyorlar..." İzahı?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Hodbin adam hem hodgâm, hem hodendiş, hem bedbin olduğundan, bedbinlik cezası olarak nazarında pek fena bir memlekete düşer. Bakar ki, her yerde âciz bîçâreler, zorba müthiş adamların ellerinden ve tahribatlarından vâveylâ ediyorlar. Bütün gezdiği yerlerde böyle hazin, elîm bir hali görür. Bütün memleket bir matemhane-i umumî şeklini almış. Kendisi şu elîm ve muzlim haleti hissetmemek için sarhoşluktan başka çare bulamaz. Çünkü herkes ona düşman ve ecnebî görünüyor. Ve ortalıkta dahi müthiş cenazeleri ve me’yusâne ağlayan yetimleri görür. Vicdanı azap içinde kalır."(1)

Mümin, her şeye iman gözüyle bakıp, güzel yorumladığı için, onun nazarında her şey güzel ve talihli oluyor. Kâfir ise, küfür gözlüğü ile her şeyi ve her hâdiseyi kötüye hamlettiği için onun âleminde her şey kötü ve talihsiz oluyor.

Bedbinlik; karamsarlık, uğursuzluk anlamındadır. Hodbin, her şeye kendi menfaati penceresinden bakan demektir.

Hodkâm, sadece kendi gamı ve menfaati ile tasalanan, başkalarının gam ve kederini düşünmeyen ve önemsemeyen demektir.

Hodendiş, sadece kendisi ile ilgilenip kendisi için endişelenen, başkalarını hiç düşünmeyen bencil kişi demektir.

(1) bk. Sözler, İkinci Söz.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 22.984
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

karolin

Bakar ki, her yerde âciz bîçâreler, zorba müthiş adamların ellerinden ve tahribatlarından vâveylâ ediyorlar. Bütün gezdiği yerlerde böyle hazin, elîm bir hali görür. Bütün memleket bir matemhane-i umumî şeklini almış... Bu cümleleri günlük hayat dahilinde örnekle açıklayabilir misiniz?

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)

Ölümü yokluk ve hiçlik olarak gören bir insan için etrafındaki her bir ölüm ona azap veren onun ruhunu acı içine sokan bir bela bir ceza niteliğindedir. Mesela yavrusu ölse onu yok oldu olarak gördüğü için ömrü boyunca bu acı ve travma ile yaşamak zorunda kalacak.

Hastalıklar, bela ve musibetler tesadüfen gelip dünyevi huzurunu kaçıran düşmanlar, güçlülerin her anlamda zayıfları ezmesi sosyal ve siyasi adaletin gerçek hayatta sağlanamaması gibi dev sorunlar insanın dünya içinde neşe ve huzur içinde yaşamasına birer engeldirler.

Yani Allah ve ahirete iman etmeyen bir insanın dünya hayatında gerçek anlamda mutlu olması pek mümkün değildir. Çünkü mutluluğu sabote edecek o kadar çok sebepler var ki saymakla bitmez.

İnsan diğergam bir varlık olduğu için hem geçmişin elemleri hem geleceğin endişeleri hem etrafında gördüğü huzur bozucu hadiseler onun anlık hazzını ve mutluluğunu yerlebir etmeye yeterlidir. Komşusu büyük bir acı içinde iken buna kayıtsız kalıp mutlu ve haz dolu bir hayat yaşaması pek mümkün değildir.

İman bir iksir gibi kalbe girdiğinde bütün bu olumsuzluklar bir anda anlamlı ve hikmetli güzelliklere dönüşür. Mesela ölüm yokluk değil daha güzel bir aleme açılan bir kapıya dönüşür hastalıklar birer imtihan ve manevi tekamülü sağlayan faydalı araçlara dönüşür vesaire.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yükleniyor...