Hüsrev Ağabey; ''Hayatımın bu karanlık sahifesini de arzularımın pek fevkinde olarak nurlandırdı.'' diyor. Karanlık sayfa nedir?
Değerli Kardeşimiz;
Risale-i Nurlar imana dair mevzularda olduğu gibi, Telvihat-ı Tis’a (bk. Mektubat, Yirmi Dokuzuncu Mektub, Dokuzuncu Kısım) adlı risalesi ile de Tarikat hakkında tam ve mutabık bir izah getirerek, insanları bu konuda da aydınlatıyor. Hem de birçok ehl-i tarikatı manevî vartalardan muhafaza etmiş oluyor.
Evet, Risale-i Nurlar tarikatı, ifrat ve tefrite düşmeden, tam manası ile tarif ve izah etmektedir.
Tarikat mevzuunda insandan kimisi ifrata giderek tarikata bir çok batıl ve yanlış düşünceler sokup vartaya düşüyorlar. Kimi tefrit ehli insanlar da, bütün bütün tasavvuf ve tarikatı inkâr edip o feyiz kaynağını kurutmaya çalışıyorlar.
Bu iki yanlış fikirden ve görüşten tasaffi etmiş olarak istikamet ile tarikat ve tasavvufu anlamak şahsî olarak çok zordur. Bu yüzden, istikamet ile tarikatı izah eden “Telvihat-ı Tis’a” çok büyük bir ehemmiyet arz etmekte ve insanları tarikat konusunda tam bir nuraniyet ile aydınlatmaktadır.
Tarikat; Kur’an ve sünnetten süzülmüş bir tereşşuh ve bir hakikattir.
Tasavvuf; kitap ve sünnete tam ittiba ile ahlak-ı İlahîyye ile tahalluk; yani, Kur’an ahlakıyla ahlaklanmak, masivayı terk ederek rıza-i Bârî’yi tahsile müteveccih olmak, süfli hisleri terk ederek Allah’ın iradesine tam teslim olmaktır.
Tasavvuf; şeriata riayetle hakikate vusuldür.
İşte Hüsrev Ağabeyin ifade ettiği cümle bu derin manaya işaret etmektedir. "Şayet Üstad Hazretleri tasavvufu bize istikamet ile tarif etmemiş olsa idi, biz de ya ifrata ya da tefrite düşecektik" diyor.
Hüsrev Ağabeyin “karanlık sahife” dediği şey Telvihat-ı Tis’a’ya vakıf olmadığı zamanlara aittir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü