"Ya idam-ı ebedî (âhirete inanmayanlara) veya daimî ve karanlık haps-i münferid (beka-i ruha inanan ve sefahette gidenlere) ve şekavet-i ebediye ilâmını alacaklarını..." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"İşte bu temsil gibi, her vakit gördüğümüz ecel darağacının arkasında, mukadderat-ı nev-i beşer piyangosundan ehl-i iman ve tâat için -hüsn-ü hâtime şartıyla- ebedî ve tükenmez bir hazinenin bileti çıkacağını yüzde yüz ihtimalle; sefahet ve haram ve itikatsızlık ve fıskta devam edenler-tevbe etmemek şartıyla-ya idam-ı ebedî (âhirete inanmayanlara) veya daimî ve karanlık haps-i münferit (beka-i ruha inanan ve sefahette gidenlere) ve şekavet-i ebediye ilâmını alacaklarını yüzde doksan dokuz…"(1)
İnandığı halde, Cenab-ı Hakk’ın emirlerini yapmayan, yasaklarından sakınmayan, ömrünü haram ve sefahette geçirenler, kabir hayatının tamamını ceza ile geçirebilirler, demektir. Yoksa cehennemde ebedî kalmazlar. Zira kalbinde zerre kadar iman olan, iman ile göçen mü’minler, cezalarını çektikten sonra yine cennete gireceklerdir. Bunların cehennemde ebedî olarak kalmayacaklarında ehl-i sünnet müttefiktir.
Kıyametin kopup dünya imtihanın kapanmasıyla Hz. Âdem’den beri yaratılan bütün insanlar ve hayvanlar, bahar mevsiminde bütün arzın dirilmesi gibi, onlar da yeniden diriltilecek ve o büyük mahkeme olan “mahkeme-i kübrâ” kurulacaktır. İnsanların işledikleri zerre miskal hayır ve şer sergilenecek ve bütün sırlar ortaya dökülecektir. Hâkim, Âdil, Rahîm, Kahhar, Cebbar gibi çok esmâ kemaliyle tecelli edecektir. Mahşer, mizan ve Sırat safhalarından sonra berat senedini alanlar; “Size selâm olsun! Tertemiz oldunuz. Haydi, ebedî kalmak üzere girin buraya (cennete).” (Zümer Suresi, 73) hitabına mazhar olacak ve son durak olan ebedî cennete gireceklerdir.
Şirk ve küfür ehli ile günahları ağır gelenler ise; “Ey mücrimler (suçlular)! Ayrılın bu gün!” nidası ile sarsılacak ve cehenneme girecekler ve orada ebedî olarak azap çekeceklerdir. Cennete girmenin vesikası iman olduğu için, iman ile göçen mü’minler cezaları çektikten sonra tekrar cennete gireceklerdir.
Üstad Hazretlerinin “şekavet-i ebedî” ifadesini, kabir hayatı ile kayıtlamak gerekiyor. Nitekim bazı ayet ve hadislerde tenakuz teşkil eden ifadeler görüldüğü zaman, umumî kaidelere uygun bir şekilde te’vil ve tabir edilir. Üstad Hazretlerinin bu tabirini de böyle değerlendirmek mümkündür.
(1) bk. Şualar, On Birinci Şua (Meyve Risalesi), İkinci Meselenin Hülasası.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
İnsan'ın sefahette gitmesi imansız gitmesine sebep olduğu için şekavet-i ebediyeye sebep olabilir. Ama ahirete inandığı için idam-ı ebedi elemini hissetmez.