"İbadetin dünya saadetine vesile" olduğu izah ediliyor. Halbuki ibadetinden dolayı insanlar işkenceye maruz kalıyor, ya da dünyevî zevklerden feragat ediyorlar. Ne dersiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

İbadet iki türlü saadete vesiledir. Birisi ibadetin bizzat saadet olmasıdır, diğeri ise bilvesile saadeti temin etmesidir.

İbadetin bilvesile saadeti temin etmesini şöyle izah edebiliriz: İnsan yaradılış bakımından hayvanlar gibi vahşi ve yalnız yaşayamaz. Mutlaka medenî bir hayata ihtiyaç duyar. Zira insanın sayısız ihtiyaçları varken, bunlardan ancak bir kaç tanesini kendisi tedarik edebiliyor. Diğer ihtiyaçlarını görecek ve temin edecek başka insanlara muhtaç bir şekilde yaratılmıştır. Bu sebeple insanlar beraber, içtimaî hayatta medenî bir şekilde yaşamaya muhtaçtırlar.

İnsanın sınırsız ihtiyaçları içtimaî ve medenî bir hayatı nasıl lüzumlu kılıyor ise, içtimaî ve medenî hayat da bir hukuk nizamını, insanların ihtilaflarını tarafsız, adil ve hakkaniyetli bir şekilde halledecek bir şeriatı iktiza ediyor. Hukuksuz ve şeriatsız bir millet ve medeniyet düşünülemez.

"Hukuk nizamını kim tespit ve tayin edecek?" suali, üçüncü bir ihtiyaç olarak ortaya çıkıyor. Yani insanların yaptığı hukuk ne kadar hakkaniyetli ve gerçekçi olabilir. Bu sebeple hakkaniyetli ve tarafsız bir sulta gereklidir ki, bu da peygamberlik müessesesidir. Peygamberler Allah’ın elçisi olması hasebi ile peygamberlik hevadan münezzeh adil bir müessesedir. Elbette peygamberlerin getirdiği İlahî hukuk sistemi, insanların gönül rahatlığı ile kabul edebilecekleri bir sistemdir.

Bu İlahi sistemler beşerî sistemler gibi sadece kanunî bir dayatma değildir. Bu sistemin bir de duygu ve kalp boyutu vardır. Bu duygu ve kalp boyutunun terbiye ve tekemmülü de ibadetler ile temin ediliyor. Yani ibadetler bir cihetle kulluk iken, bir cihetle de içtimaî ve siyasî hayatın bir teminatı gibidir.

Namaz bütün ibadetlerin esası ve fihristesi olması hasebi ile doğrudan ve dolaylı olarak içtimaî ve siyasî hayatı nizama sokuyor. Demek namazın terki içtimaî ve siyasî hayatın bozulması ve felci gibidir. Bu da büyük bir zarar ve elemdir. Nitekim iman ve ibadetten uzak olan beşerî ideolojilerin insanlığa nasıl dehşetli sıkıntı verdiğini, ne büyük acılar yaşattığını Birinci ve İkinci Dünya savaşlarında gördük. İbadet derin ve müteselsil bir şekilde dünya saadetinin banisidir, diyebiliriz.

İbadetin bizatihi saadet olduğu, Risale-i Nurların birçok yerinde izah ve ispat ediyor.

Meselâ, zekât iktisadî saadeti temin ederken, namaz hem kalp ve ruh dünyasını hem de bedenin sıhhatini temin ediyor. Oruç, cüz’î sıkıntısının yanında küllî hayırları ve saadetleri temin ediyor ve hakeza. Her ibadetin dünyevî, yüzlerce hikmet ve saadetini saymak mümkündür.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 5.506
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

drerkan
Dünya saadeti derken keyf içinde sefa sürmek kasdedilmiyor kanaatimce.Kalb ve ruhun saadeti nazara veriliyor.Zaten bir ağaç altında gölgelenmek kadar olan dünyanın cismani hayatında keyif sürmenin ne ehemmiyeti var ki?
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yükleniyor...