İçtihadın birinci mânisi olan zamanın müsaadesizliği ile alakalı "bid'aların kesreti vakti"ni açar mısınız?
Değerli Kardeşimiz;
Bu asırda İslam’ın en büyük düşmanı, materyalist felsefeden sonra bid'atkâr fikirlerdir.
Bid'at, İslam’ın aslında olmadığı hâlde, İslam adına sonradan çıkmış ya da çıkarılmış olan âdetlere denir.
Bid'at ya âdette olur ya ibadette olur ya da itikatta olur.
Âdette bid'at, sevap beklenilmeden, dünya menfaati için yapılan şeylerdir. Âdette bid'at, bir ibadeti bozmazsa veya dinin yasak ettiği bir şey değilse, günah olmaz. Âdette olan bid'at, ceket, pardösü giymek, çay ve kahve içmek gibi dinin yasak etmediği bir şey ise, günah değildir.
İbadette bid'at, Peygamber Efendimiz (asm) ve dört halife zamanında bulunmayıp da dinimizde, sonradan meydana çıkarılan, uydurulan sözlere, işlere, şekillere ve âdetlere denir. İbadetlere bid'at karıştırmak şirkten sonra en büyük günahtır.
İtikatta bid'at ise en tehlikeli olanıdır. Kur'an ve sünnet çizgisine uymayan her düşünce, her fikir, her anlayış, birer bid'attır.
كُلُّبِدْعَةٍضَلاَلَةٌوَكُلُّضَلاَلَةٍفِىالنَّارِ
“Her bid’at dalalettir ve her dalalet cehennem ateşindedir.”(1)
hadisinin tehdidi işte bu gibi bid'at sahiplerinedir.
Günümüzde ibadetlere zarar veren ve Ehl-i sünnet inancını zedeleyen birçok bid'at düşünce ve cereyanlar, yaygın bir şekilde yaşanmakta ve savunulmaktadır.
Hususen bazı ilahiyatçı hocaların sünnet ve hadisi reddedip "Bize Kur’an yeter." demeleri ve Sünni inancı "eski gelenek" diye küçümsemeleri ve avam insanların kafasını karıştırıp dinden uzaklaştırmaları ya da yanlış bir din telakkisi oluşturmaları, küfür ve inkârcılıktan sonra ikinci büyük bir tehlike arz ediyor.
Böyle sağlıksız ve tehlikeli bir zeminde, içtihat konusunu gündeme getirip imansızlık ve bid'atlerin istilası gibi asıl tehlikeleri görmezden gelmek, dine hizmet değil ihanettir.
İçtihat konusu ancak sağlam bir imanın olduğu, sağlıklı bir Ehl-i sünnet inancının yerleştiği, farzların işlenip günahların terk edildiği bir zeminde gündeme gelebilir. Bu gibi büyük meseleler hallolmadan içtihada tevessül etmek, fırtınalı ve soğuk bir kış gününde evin duvarında delik açmaya benzer.
1) bk. Müslim, Cum’a, 43; Ebû Dâvud, Sünnet, 5.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü