"İhtiyaç olsa, diyar-ı baidede, Arabî hiç bilmeyenlere, ihtiyaç derecesine göre, Fatiha yerine Farisi tercümesi cevazı var." Farsça bilmeyen birine nasıl bir kolaylık olacak?
Değerli Kardeşimiz;
İmam-ı Azam’ın bu fetvası, hususidir, o dönemde yeni Müslüman olmuş Farisilere bir kolaylık olması içindir. Yoksa Farsça bilmeyen birisine Fatiha’yı Farsça okumasının kolaylık olmayacağı aşikârdır.
İslam âleminin en büyük müctehidi ve imamı olan, İmam-ı Azam Ebû Hanîfe Hazretlerinin nesebi hakkında çeşitli rivayetler vardır. Ecdadının Irak ahalisinden veya Ensar-ı kiramdan veya Farisi veya Horasan’ın Nesâ beldesinden olduğunu söyleyenler vardır.
Ancak Fars, yani İran asıllı olduğunu söyleyenler Peygamber Efendimiz (asm)’in şu hadis-i şerifini delil göstermişlerdir:
“Din, Süreyya (Ülker) yıldızında asılı olsa, onu Farisi (Acem'den) bir kişi elbette alacaktır.” (Müslim, Fazailü's-Sahabe, h.no: 2628, s. 6/407)
İmam-ı Rabbanî Hazretleri de "Mektubt"ında bu hadisin İmam-ı Âzam Hazretlerini müjdelediğini ifade etmiştir. İbni Abidin "Reddü’l-Muhtar" isimli eserinde bu ve benzeri hadislerin İmam-ı Âzam’ın faziletine delil olduğunu söyleyerek, onun Fars asıllı olduğunu söylemiştir.(bk. BİLMEN, Ö. N., Hukuk-ı İslamiyye Kamusu.)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
İmam-ı Âzamın fetvâsı beş cihette hususîdir.
Birincisi: Merkez-i İslâmiyetten uzak diyar-ı âharde bulunanlara aittir.
İkincisi: İhtiyac-ı hakikîye binaendir.
Üçüncüsü: Bir rivayette1 lisan-ı ehl-i Cennetten sayılan Fârisî lisanıyla tercümeye mahsustur.
Dördüncüsü: Fâtiha’ya mahsus olarak cevaz verilmiş-tâ Fâtiha’yı bilmeyen namazı terk etmesin.
Beşincisi: Kuvvet-i imandan gelen bir hamiyet-i İslâmiye ile, maânî-i mukaddesenin, avâmın tefehhümüne medar olmak için cevaz gösterilmiş.
Halbuki, zaaf-ı imandan gelen ve menfi fikr-i milliyetten çıkan ve lisan-ı Arabîye karşı nefret ve zaaf-ı imandan tevellüt eden meyl-i tahrip saikasıyla tercüme edip Arabî aslını terk etmek, dini terk ettirmektir!