"İktisattan gelen kanaat, şükür kapısını açar, şekvâ kapısını kapatır. Hayatında daima şâkir olur..." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"İktisattan gelen kanaat, şükür kapısını açar, şekvâ kapısını kapatır. Hayatında daima şâkir olur."

İktisatlı olan bir insan aynı zamanda kanaat sahibidir. Çünkü kanaat ile iktisat birbirini tamamlayan iki güzel haslettir.

Kanaat; sebeplere tam riayet edip yerine getirdikten sonra, Allah’ın ihsan etmiş olduğu neticeye razı olmaktır. İktisat ise, nimetleri israf etmeden ölçülü bir şekilde kullanmaktır.

Bu iki güzel haslet kendisinde bulunan bir insan, daima huzur ve şükür içinde olur. İktisatlı insan elindeki malın kıymetini bilir ve şükreder. Müsrif bir insan elindeki malın kıymetini takdir edemediği için şükür de etmez. Elindeki malı basit ve ehemmiyetsiz bir nesne olarak görür ve onun kimden geldiğini aklına hiç getirmez. Bu durumda şükürden de uzak kalır. Çünkü şükrün temeli nimet içinde nimeti vereni görebilmektir. İsrafa alışmış, hırsın esiri olmuş insanlar, ne nimeti fark eder ne de nimet içinde nimeti vereni görebilir. Şükür kapısı bu tarz insanlara tamamen kapanmış demektir.

"Hem kanaat vasıtasıyla insanlardan istiğnâ etmek cihetinde, teveccühlerini aramaz."

Kanaat ehli insanlar, Allah'ın taksiminden memnun ve razı oldukları için, başkasının malına göz dikmez, onlardan bir şeyler ummazlar.

Kanaat istiğnayı netice verir.

İstiğna; ihtiyacını kimseye arz etmemek, kendi imkânlarıyla yetinip kimseye el açmamaktır. Böyle kimseler maddeten fakir olabilirler, ama maneviyat âleminin sultanlarıdır. Gönül tokluğuyla hayatlarını geçirir ve hiç kimseye yüzsuyu dökmezler.

"Ben yaptığım tebliğ vazifesi karşılığında sizden hiçbir şey istemiyorum, ücretim ve mükâfatım sadece Âlemlerin Rabbi Allah’a aittir.” (Şuarâ Suresi, 26/109)

Yunus, 10/72; Hûd, 11/29; Sebe', 34/47 gibi âyetlerde Hz. Nuh, Hz. Hud, Hz. Salih ve Hz. Lut gibi peygamberlerin tebliğ vazifesinde insanlardan bir şey istememeleri açıkça ifade edilmektedir.

Hidayet önderleri olan bütün peygamberler, ihlâsla yoğrulmuş şahsiyetlerdir. Onlar, tebliğlerinde ve diğer bütün işlerinde Allah’ın rızasından başka hiç bir gaye ve maksat gözetmemişlerdir.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 2.824
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...