"İ’lem eyyühe’l-aziz! Acz, nidânın mâdenidir. İhtiyaç duanın menbaıdır." Devamıyla izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"İ’lem eyyühe’l-aziz! Acz, nidânın mâdenidir. İhtiyaç duanın menbaıdır."
"Feyâ Rabbî, yâ Hâlıkî, yâ Mâlikî! Seni çağırmakta hüccetim, hâcetimdir. Sana yaptığım dualarda uddetim fâkatimdir. Vesilem, fıkdan-ı hile ve fakrimdir. Hazinem aczimdir. Re’sülmâlim, emellerimdir. Şefîim, Habîbin (aleyhissalâtü vesselâm) ve rahmetindir. Afv eyle, mağfiret eyle ve merhamet eyle, yâ Allah, yâ Rahmân, yâ Rahîm! Âmin."(1)
İnsan nihâyetsiz âciz ve muhtaç olarak yaratılmıştır. Bu yaratılış onu nidaya ve duâya götürür. Sonsuz aczine medet verecek bir Kadîr-i Mutlak’a yalvarmak ve sonsuz ihtiyaçlarını görecek bir Gani-yi Kerîme duâ ile müracaat etmek, insanın yaratılışının muktezasıdır, kulluğunun icabıdır ve onun manen terakkisi için bu duâ ve nida iki mühim esastır.
Not: Bu niyazda geçen kelimelerin mânaları şöyledir:
Uddet: Birikim, sermaye, hazırlık;
Fakd: yokluk, bulunmama, ihtiyaç,
Fıkdan: Yokluk, yitirmek;
Hile: Çare;
Re'sü’l-mâl: Sermaye, anapara;
Emel: Ümit, şiddetli istek, ummak.
(1) bk. Mesnevi-i Nuriye, Hubab.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü