"İnsan ise, şecere-i hilkatin zîşuur meyvesidir. Meyve ise, en cemiyetli ve en uzak ve en ziyade nazarı âmm ve şuuru küllî bir cüzüdür." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
İnsanın nazarı, yani insana ihsan edilen anlama kabiliyeti hem kendini hem kainatı tefekkür etmesi içindir. İnsanın nazarı umumidir ve küllidir. Yani bir insan kendi saçından, gözüne, kulağına, kalbine, ciğerine kadar bütün bedenini tefekkür edebilmekte, onların vazifelerini bilmekte hikmetlerine vakfı olmaktadır. Bir hayvanın da şuura vardır, ama bu şuur cüzidir. Ne yediği gıdanın midesine gittiğini bilir, ne de emdiği hava ile ciğerlerinin temizlendiğini… İnsan, küllî ve umumî şuuruyla kendi organlarının ve duygularının hikmetlerini bilmekle kalmaz, kainat ağacının şuurlu bir meyvesi olarak kainatı da temaşa ve tefekkür eder. Onda tecelli eden İlâhi isimleri okur, hikmetlere vakıf olur.
İnsanın cemiyetli olması, Üstadımızın muhtelif derslerinde detaylı olarak izah ettiği gibi insanın kâinatın bir küçük misali olması cihetiyledir. “Kainattaki muntazam sanatın bir küçük numunesini” taşıması yönüyledir. Ruhunun alem-i ervahtan, hafızasının levh-i manfuzdan haber vermesi gibi kemiklerinin taşlardan, etlerinin topraktan haber vermesi cihetiyledir.
İnsan bütün esmâ tecellilerine mazhar olması cihetiyle en mükerrem bir varlıktır.
Küllî şuur ve umumî nazar noktasında en büyük makam, bütün esmâ-i İlâhiyeye azamî derecede mazhar olan ve mi’rac mucizesiyle bütün sema tabakalarını geçen, ahiret alemlerini de temaşa etmekle kalmayıp rü’yete mazhar olan Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed aleyhissalatü vesselama mahsusutur.Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü