"İnsanların takdiri, istihsanı, eğer böyle işde, böyle amel-i uhrevîde illet ise, o ameli ibtal eder. Eğer müreccih ise o ameldeki ihlası kırar..." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

“İnsanların takdiri, istihsanı (güzel görmesi), böyle amel-i uhrevîde (âhirete ait amellerde) illet (asıl sebep) ise, o ameli ibtal eder."

Bir insan, amellerini, insanların takdir edip güzel görmesi için yaparsa, bu amel batıl ve hükümsüzdür; yani Allah bunu kabul etmez. Namazın farz olan on iki rüknünden birisi eksik olduğu zaman namaz nasıl batıl ve hükümsüz oluyor ise, aynı şekilde insanların takdir ve teveccühü için yapılan ibadet ve ameller de batıl ve hükümsüzdür.

"... Eğer müreccih (tercih edici) ise, o ameldeki ihlâsı kırar..."

İnsanların takdir ve teveccühü amelimizde bir tercih sebebi haline gelmiş ise, bu hal ameli tamamen yok edip batıl yapmasa da ihlası kırar. "Tercih etmek" tabiri mühim bir tabirdir. Yani bir kişi, “insanlar bana iyi desinler”, düşüncesiyle namaz kılıyorsa, bu, ibadetin içine gizli şirkin sızdığı manasına gelir. Suya bir iki damla zehir düşse, o su artık zehirli olur, aynı şekilde ibadetimizin içine giren az bir riya da ibadetimizi iptal eder, ehemmiyetsiz hale getirir.

"Ubudiyet, emr-i İlâhîye ve rıza-yı İlâhîye bakar. Ubudiyetin dâîsi emr-i İlâhî ve neticesi rıza-yı Haktır. Semerâtı ve fevâidi uhreviyedir..." (Lem’alar, 17. Lem’a)

"... Eğer müşevvik (teşvik edici) ise saffetini izale eder..."

İnsanların takdir ve teveccühü amelimizde bir sebep haline gelmiş ise, bu hal ihlası tamamen yok edip batıl yapmasa da, ruhuna ve keyfiyetine halel verir. Yani Allah bunu ibadet olarak kabul eder, hatta sevabını da verir, ama gereken kıymet ve değeri vermez. Bu ibadet safi ve dupduru bir ibadet olmaz.

"Eğer sırf âlamet-i makbuliyet olarak, istemeyerek Cenâb-ı Hak ihsan etse, o amelin ve ilmin insanlarda hüsn-ü tesiri namına kabul etmek güzeldir.”(1)

İnsanların takdir ve teveccühü şayet ilim ve amelimizde bir kabul alameti haline gelmiş ve bunu da sırf bir İlahi ikram olarak görüyor isek, bu, ihlasımıza bir halel vermez. Yani insanların teveccühü arkasında Allah’ın teveccühünü görüp ondan lezzet alınıyor ise, bunda bir mahzur olmaz. Birisi bize amelimizden dolayı aferin dediği zaman, Allah aferin demiş gibi telakki etmeliyiz ve o aferinin arkasında İlahi memnuniyeti görmeliyiz. O zaman insanların takdir ve teveccühü, Allah’ın takdir ve teveccühü haline dönüşür ve zararsız olur.

Bu gibi manevî hastalıklardan kurtulmak ve temizlenmek için İhlas Risalesini en az on beş günde bir okumalı ve anlamaya çalışmalıyız.

  • "Amelin iptali, ihlasın kırılması, safvetin izalesi" farklı mı?

Burada, kesiften latife doğru bir sıralama yapılmaktadır.

Amelin iptali: Niyet açısından amelin iptal safhası, en kesif ve müşahhas safhasıdır. Maddî veya manevî bir menfaat niyete girerse, amel batıl olur, dolayısıyla da iptal olur.

İhlasın kırılması: Bu safhada amel iptal olmuyor, ama amelin keyfiyetinde bir noksanlık oluyor. İnsanların ekseriyeti avamdır; avamın ekserisi de ibadeti ya cennet sevdası için ya da cehennem korkusundan dolayı yapar. Bu da tam ihlasa uygun değildir. Amel belki iptal olmaz, ama tam da ihlaslı olamaz.

Safvetin izalesi: Bu safhada iki engel de aşılmıştır; yani kişi ameline ne bir illeti ne de bir müreccihi bulaştırmamıştır; lakin bu safhada müşevvik engeline takılmıştır. Müşevvik, ihlasa ve amele herhangi bir zarar vermez ise de amelin elmas olmasına engeldir.

Niyet ve amelin böyle manevî çok derece ve merhaleleri bulunuyor. Bu yüzden, insan her safhada bir imtihan ve engel ile mücadele ve mücahede etmek durumundadır. Çünkü insanın mahiyetinde nihayetsiz terakki ve tedenni etme kabiliyeti bulunuyor.

Safvet, temizliğin ve paklığın çok ileri bir merhalesidir, diye tercüme edebiliriz.

(1) bk. Barla Lahikası, (83. Mektup, Haşiye-2).

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 3.025
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

omrc07
Allah razı olsun öncelikle,safvetin ihlastan daha latif olduğu bilindiğine göre üstad neden safvet makamına değilde ihlasa azami önem vermiş,yani bir nevi müşevvik ihlası makul mu görmüş ?
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Sorularla Risale

Bu zaman insanına safvet ağır geleceği için ihlasa ağırlık vermiş diyebiliriz. 

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
omrc07
Safvet makamının daha iyi anlaşılması adına biraz canlı örnek verebilir misiniz?Peygamberimizin hayatından,sahabelerden,ustaddan, talebelerinden bu makamı anlamamızı sağlayacak örnekler varsa çok makbule geçer. 2. teveccühü nas yerine rizayi ilahi anladım ilk sorudan peki aynı mantıkla rizayi ilahi yerine (tam bilmemekle) safvet mertebesi istenebilir mi ?
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Sorularla Risale
Sahabelerin, alimlerin, evliyaların yüksek ahlakları, parlak faziletleri, azami fedakarları, harika halleri safvetin bir cihetle emare ve işaretleridir. Yoksa soyut bir makam olan safvet-i kalbi somut bir şekilde tarif etmek mümkün değildir.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Ziyaretçi (doğrulanmadı)
21.lem'ada 'en safi bir ubudiyyet ihlastır ' ifadesi var.İhlas ile safvet aynı değil mi ?İhlas eşittir safvet safvet eşittir ihlas diyemez miyiz?ihlas kuvvet ,makbul bir şefatçi, nokta -i istinat, tarik-i hakikat ...safi bir ubudiyyeti özünde barından bir kavram iken insanların tatbikine göre bu kavramın özünden istifadeleri farklılık arz ediyor diyebilir miyiz?
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Sorularla Risale
Safvet ihlasın bir mertebesidir denilebilir.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
hamditas
İbadetin ruhu, ihlâstır. İhlâs ise, yapılan ibadetin yalnız emredildiği için yapılmasıdır. Eğer başka bir hikmet ve bir faide ibadete illet gösterilse, o ibadet bâtıldır. Faideler, hikmetler yalnız müreccih olabilirler, illet olamazlar. Said Nursi r.a. (İşarat’ül – İ’caz)
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yükleniyor...