"Kötü birine iyilik edersen, o daha da azar." ifadesinden sonra gelen "Müminin şe'ni, kerim olmaktır. Senin ikramınla sana musahhar olur." kısmında tenakuz yok mu?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"ÜÇÜNCÜ DÜSTUR: Adavet etmek istersen, kalbindeki adavete adavet et, onun ref’ine çalış. Hem en ziyade sana zarar veren nefs-i emmarene ve hevâ-i nefsine adavet et, ıslahına çalış. O muzır nefsin hatırı için müminlere adavet etme. Eğer düşmanlık etmek istersen, kâfirler, zındıklar çoktur; onlara adavet et."

"Evet, nasıl ki muhabbet sıfatı muhabbete layıktır. Öyle de adavet hasleti, her şeyden evvel kendisi adavete layıktır."

"Eğer hasmını mağlup etmek istersen, fenalığına karşı iyilikle mukabele et. Çünkü eğer fenalıkla mukabele edersen, husumet tezayüd eder. Zahiren mağlup bile olsa, kalben kin bağlar, adaveti idame eder. Eğer iyilikle mukabele etsen, nedamet eder, sana dost olur."

اِذَاۤ اَنْتَ اَكْرَمْتَ الْكَرِيمَ مَلَكْتَهُ - وَاِنْ اَنْتَ اَكْرَمْتَ اللَّئِيمَ تَمَرَّدًا ["İyi ve izzetli birine iyilik edersen, onu elde edersin. Kötü birine iyilik edersen, o daha da azar." (Bu beyit Mütenebbi’ye aittir. bk. el-Orfü’t-Tayyib fî Şerhi Dîvâni’t-Tayyib, s. 2:710).] hükmünce, müminin şe’ni, kerim olmaktır. Senin ikramınla sana musahhar olur. Zahiren leim bile olsa, iman cihetinde kerimdir. Evet, fena bir adama 'İyisin, iyisin.' desen iyileşmesi ve iyi adama 'Fenasın, fenasın.' desen fenalaşması çok vuku bulur. " (Mektubat, Yirmi İkinci Mektup, Birinci Mebhas.)

Burada imanın nuru ile fıtratın güzelleşebileceğini ve yaratılan her sıfatın güzel yönünün uygulanabileceğini görüyoruz. Üstadımız bu ifadenin ehl-i iman için değil, küfür ehli ve inançsız kişiler için kullanıldığını ve kullanılması gerektiğini âdeta muhataba hissettiriyor. "Bunu sakın imanı olan kişiye uygulamayınız." dersini veriyor.

Bu muhataba böyle bir dersi verdiği gibi, kötülük yapan ve yanlış iş işleyen kişilere de "İmanınız varsa, kerim ve güzel ahlaklı olmanız gerekir." dersini de vermiş oluyor. Şayet imanınız varsa, bu iman sizin bu yanlış davranışlarınıza tesir etmesi gerekirdi. Sakın küfür ehline yakışan bu gibi yanlışlıklara düşmeyiniz. Çünkü siz ehli imansınız ve kerim olmalısınız.

Araça ifade iki hükmü bildiriyor:

Birisi, "İzzetli bir adama yapılan iyilik onu çabuk kazandırır, dost ettirir." hükmüdür ki, bu ifade de yukarıdaki konunun akışına destek veriyor. Yani insanların fenalığına fenalıkla mukabele etmek, meseleyi daha da büyütür. Kötülüğe iyilikle mukabele edilirse, dargınlıklar biter, hatta onunla dost olunur.

İkinci hüküm ise, kötülüğe kötülükle mukabele etmek ve zarar vermek yerine, iyilik ve güzellikle mukabele etmek suretiyle onun şerrinden kurtulmak hem de ondan zımni olarak intikam almaktır ki, bu, daha ehven ve daha salim bir yoldur. İyilik ve güzellik yaptığımız zaman, hasmımız içten içe kızar; lakin zahiren başkalarının nazarında nefrete düşmemek için istikametli olmak zorunda kalır. Bu tarz hareket onun vicdanını rahatsız eder ve yatıştırır. Kötülüğe karşı iyilikle mukabele etmek her bakımdan kârlı ve güzel bir yoldur.

Diğer bir mana olarak, bir kimse zahiren ne kadar leim, yani alçak, deni, rezil, zelil, levm edilen, mayası bozuk ve kötü de olsa, iman ciheti ile kerimdir. İman öyle bir ilaç ve nurdur ki, girdiği en hasta ve bozuk kalbleri bile tedavi eder ve ışık olur. Bu yüzden kalbinde zerre kadar iman olan birisinden, zahiren leim olsa, umut kesilmemelidir. Onu iyilikle ve şefkatle tedavi etmek gerekir. “Evet, fena bir adama 'İyisin, iyisin' desen iyileşmesi ve iyi adama 'Fenasın, fenasın' desen fenalaşması çok vuku bulur.” sözü tecrübe ile sabittir.

Netice olarak, kötülüğe iyilikle mukabele etmek her yönden kârlı ve güzel bir yoldur.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Okunma sayısı : 14.785
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

Ziyaretçi (doğrulanmadı)

peki bu gün filistin olayında avrupa ve amerikada ehli iman olmayan fakat filistin için çırpınan insanlar var tam tersi müslüman olduğunu iddia eden fakat israile yaltaklık yapıp taraf olanlar var bu iyilik düsturunu kim hak ediyor içimizdeki filistine duyarsız sözde müslümanlara iyilik onları daha da azdırmaz mı ve ehli küfür olup filistine destek verenlere iyilik yapmamız onları kazanmak adına daha makul değil mi teşekkür ederim

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Sorularla Risale

Elbette Filistin veya başka meselelerde ehl-i iman olarak görünüp ehli küfre hizmet eden veya onların yaptıklarını hoşgören veya hiç bir şekilde ehli imana yakışan bir tavır göstermeyenler durumlarına göre mesuldür. Onlar o hatalarının veya ihanetlerinin cezalarını göreceklerdir. Yine de bu gibi zatların imanları olduğu halde, İslama karşı yanlışlarından onları affetmesek de, şahsi hatalarından veya bize karşı beşeri kusurlarından dolayı affetmek lazımdır. 

Ehli küfür olanların da sadece şahsi bir inkarları varsa, zaten onlara daima kalplerini kazanmak nam ve hesabına yakın durmak ve iyi davranmak esas olmalıdır. Özellikle bu Filistin meselesinde can siperane davranan kişiler hakkında fiili ve kalbi duada bulunmammız lazımdır. Muhabbet edip onların bu hamiyetlerinin ebediyete intikali için iman noktasında yardımcı olmak ve yakın durmak lazımdır.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...