"Rububiyet" ve "Ulûhiyet" ne demektir?
Değerli Kardeşimiz;
Ulûhiyet; Mabudiyet manasındadır, yani ibadete lâyık yegâne Zât Allah’tır. Elbette, bütün varlık âleminin yegâne yaratıcısı, tek sultanı ve hâkimi olan Allah’a ibadet edilmelidir. Ona yapılan ibadete başkaları ortak olamaz. Ulûhiyetle saltanat yakın manaya gelirler.
"Ulûhiyet", Allah'ın kâinattaki tasarruf ve hâkimiyeti ile her şeyi kendisine ibadet ve itaat ettirmesi demektir. Bunu da ilahlık sıfatları ile yapmaktadır; bu sıfatlar ilim, irade, kudret, sem, basar, kelam ve hayat sıfatlarıdır.
Allah sonsuz bir kudret sahiptir; böyle sonsuz bir kudretin karşısında her şey boyun eğip itaat etmek mecburiyetindedir. Aynı şekilde Cenab-ı Hakk’ın iradesi mutlaktır; O’nun iradesi dışında hiçbir şey vuku bulmaz.
Üstadımız ulûhiyet ile ilgili şu müthiş izahı yapmaktadır:
"Evet, nev-i beşerin her taifesi birer nevi ibadetle fıtri gibi meşgul olması ve sair zihayatın, belki cemadatın dahi fıtri hizmetleri birer nevi ibadet hükmünde bulunması ve kâinatta maddi ve manevi bütün nimetlerin ve ihsanların her biri, bir mabudiyet tarafından, hamd ve ibadeti yaptıran perestişe ve şükre birer vesile olmaları ve vahiy ve ilhamlar gibi bütün tereşşuhat-ı gaybiye ve tezahürat-ı maneviyenin bir tek ilahın mabudiyetini ilan etmeleri, elbette ve bedahetle bir uluhiyet-i mutlakanın tahakkukunu ve hükümferma olduğunu ispat ederler. Madem böyle bir uluhiyet hakikatı var, elbette iştirakı kabul edemez."(1)
"Rububiyet" ise, Cenab-ı Hakk'ın her zaman, her yerde ve her mahluka, muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye ve tedbir etmesi ile birlikte malikiyyet ve besleyicilik keyfiyetini ifade eden bir terimdir.
Mesela, bir kuzunun anne karnından başlayıp hayatı boyunca gelişip büyümesi ve muntazaman beslenmesi hep rububiyet sıfatı ile ifade edilir. Bu anlamda kainatta ne kadar canlı ve cansız varlık varsa, hepsini besleyip büyüten, tedbir edip idare eden "rububiyet" sıfatıdır. Rububiyet ise itaati ister.
Yine Üstadımız,
"Evet, bütün kâinatta, hususan zihayatlarda ve bilhassa terbiye ve iaşelerinde, her tarafta aynı tarzda ve umulmadık bir surette, beraber ve birbiri içinde, hakîmâne, rahîmâne, bir dest-i gaybi tarafından olan bir tasarruf-u âmm, elbette bir rububiyet-i mutlakanın tereşşuhudur ve ziyasıdır. Ve tahakkukuna bir burhan-ı katidir. Madem bir rububiyet-i mutlaka vardır; elbette şirk ve iştirakı kabul etmez."(2)
diyerek, Rububiyet-i İlahiyenin ortaksız olduğunu ilan eder.
Rububiyet; terbiye etme, yani bir şeyi ilk noktadan itibaren kemale erdirerek son noktaya ulaştırmaktır; çekirdeğin ağaç haline getirilmesi gibi.
Allah Rabbü’l-âlemîn’dir. Bütün âlemleri ancak O terbiye etmiştir. Yıldızları terbiye eden de O’dur, çiçekleri terbiye eden de. Keza, arıları terbiye eden de O’dur, insanları terbiye eden de…
Yumurta terbiye edilerek kuş haline getirilmekte, çekirdek bir terbiyeden geçerek ağaç olmakta, nutfe de ana rahmindeki dokuz aylık terakki yolculuğu sonunda insan olarak dünyaya çıkmaktadır.
Cenab-ı Hakk’ın ne ibda ile doğrudan yarattığı varlıklarda, ne de inşa yoluyla vücuda getirdiği Rabbani eserlerde şeriki yoktur.
“Kudret-i İlâhiye, âlem-i ekberde haşmet-i rububiyetini gösteriyor. Rahmet-i Rabbâniye ise, âlem-i asgar olan insanda nimetleri tanzim ediyor.” (Mektubat, 20. Mektub)
Allah bütün âlemlerin Rabbidir. Büyükleri de terbiye eden O’dur, küçükleri de. Ancak, büyük cirimlerde öncelikle celâl ve azamet nazara çarparken, küçük canlıların terbiyelerinde cemâl ve rahmet manası ön planda görülür. Küçük mahlûklarda cemal hâkimdir ve onlar her şeyleriyle kudret-i rabbaniye tarafından yaratılmış ve rahmet-i İlâhîye ile kendi mahiyetlere en uygun cihazlarla donatılmışlardır. Bir tek küçük canlının da hizmetine bütün bir kâinat verilmiştir. Onun görmesine güneş hizmet etmekte, rızıklanması için hava, su ve sair unsurlar birlikte çalışmaktadırlar.
Allah'ın rububiyeti ve ulûhiyeti, mutlak ve şeriksiz (ortaksız) oldukları için kendisinden başka kimseye itaat ve ibadet edilmez. Allah'tan başka kimsenin bu iki makama yakıştırılması, aklen de vicdanen de imkânsızdır.
Dipnotlar:
1) bk. Şualar, Yedinci Şua.
2) bk. age.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü