"Ve o insan kafasındaki kabiliyet-i nutuk ve beyana o derece ulvi cihazat ve istidat verdi ki, Sultan-ı Ezelîye muhatap olacak bir makamda inkişaf ettirdi, terakki verdi..." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Ve öyle bir ahsen-i takvim içinde bir sıbga-i Rabbâniye vermiş ki, o maddi, cismanî, camid kafada manevi, gaybî, hayattar olan beyan ve hitap çiçeği açıldı. Ve o insan kafasındaki kabiliyet-i nutuk ve beyana o derece ulvi cihazat ve istidat verdi ki, Sultan-ı Ezelîye muhatap olacak bir makamda inkişaf ettirdi, terakki verdi. Yani, fıtrat-ı insaniyedeki sıbga-i Rabbâniye, hitab-ı ilahi çiçeğini açtı." (Mektubat, Yirminci Mektup, İkinci Mektup)

Üstad Hazretlerinin birçok hakikatin anlaşılmasına vesile olan “güneş ve ayna” misalini konumuza tatbik edelim. Bir cam parçası Güneş'e karşı tutulduğunda onunla aydınlanır ama onun ışığını aksettirme kabiliyetinde olmadığı için Güneş'le konuşamaz. Ama o cam bir terbiyeden geçirilerek ayna haline getirildiğinde hem Güneş'in ışığıyla aydınlanır hem de onun ışığını aksettirir. Böylece Güneş'le bir bakıma alaka kurmuş ona kavuşmuş, onunla konuşmuş gibi olur.

İşte akıl nimetinden mahrum olan bütün canlı varlıklar da Allah’ın Muhyi isminin tecellisiyle hayat nuruna kavuşmuşlardır. Onlar bu hâlleriyle Güneş'in ışığıyla aydınlanan cam parçalarına benzerler. İnsan ise sadece hayata kavuşmakla kalmamış kendisine akıl ihsan edilmesiyle Allah’ı bilme, onu sıfatlarıyla tanıma imkânına kavuşmuştur.

Ancak, bu kabiliyet bir çekirdek gibi iken iman, salih amel ve takva ile Allah’a muhatap olma yani ona iman etme, emirlerini kabul etme, ona ibadet ve dua etme şerefine kavuşur. Allah, bu kulunu muhatap alarak ona hitap eder, onun “cennete layık bir kıymet” alması için neler yapması gerektiğini bildirir. Kul da bu hitaba yine hitapla mukabele ederek “İyyake na’büdü ve iyyake nestein”,/ Yalnız sana ibadet eder ve ancak senden yardım dileriz, der.

Böylece bir sıbğa-i Rabbâniye ile yani kendisini Rab isminin terbiye etmesi sayesinde ilahi bir boya ile boyanmış, güzelleşmiş, esma ve sıfat tecellileriyle nurlanmış ve kendisinde hitab-ı ilahi çiçeği açılmıştır.

Ek bilgi için:

- " 'İYYAKE' kelimesinin tekrarındaki hikmetin "Hitap ve huzurdaki lezzetin arttırılmasına, ayân makamının burhan makamından daha yüksek olduğuna, huzurda sıdk olup kizbin ihtimali olmadığına, ibadetle istianenin ayrı ve müstakil maksatlar" olmasının izahı?

- "İyyake nabüdü" hitabına nasıl terakki edilir ve bu ifade nasıl terakkinin vesilesi oluyor?

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...