"Kuvvetli münasebet-i mâneviye ile beraber dört tarzda bu asrın emsalsiz dört dehşetli ve fırtınalı maddî ve mânevî şerlerine..." Dört dehşetli ve fırtınalı, maddî ve mânevî şerler nelerdir?
Değerli Kardeşimiz;
"Meselâ, başta قُلْ اَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ cümlesi, bin üç yüz elli iki veya dört (1352-1354) tarihine hesab-ı ebcedî ve cifrî ile tevafuk edip nev-i beşerde en geniş hırs ve hasetle ve Birinci Harbin sebebiyle vukua gelmeye hazırlanan İkinci Harb-i Umumiye işaret eder ve ümmet-i Muhammediyeye (a.s.m.) mânen der: 'Bu harbe girmeyiniz ve Rabbinize iltica ediniz.' Ve bir mâna-yı remziyle, Kur’ân’nın hizmetkârlarından olan Risale-i Nur şakirtlerine hususi bir iltifatla, onların Eskişehir hapsinden, dehşetli bir şerden aynı tarihiyle kurtulmalarına ve haklarındaki imha plânının akîm bırakılmasına remzen haber verir, mânen 'İstiâze ediniz' emreder gibi bir remiz verir."
Bu ifadelerden şerlerden birisinin İkinci Dünya Savaşı olduğu anlaşılıyor.
"Hem meselâ مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ cümlesi (şedde sayılmaz) bin üç yüz altmış bir (1361) ederek bu emsalsiz harbin merhametsiz ve zâlimâne tahribatına Rûmî ve Hicrî tarihiyle parmak bastığı gibi, aynı zamanda bütün kuvvetleriyle Kur’ân’ın hizmetine çalışan Nur şakirtlerinin geniş bir imha plânından ve elîm ve dehşetli bir belâdan ve Denizli hapsinden kurtulmalarına tevafukla, bir mânâ-yı remzî ile onlara da bakar, 'Halkın şerrinden kendinizi koruyunuz.' gizli bir îmâ ile der."
Bu paragrafta ise dönemin Halk Partisi'nin yapmış olduğu baskı ve zulümlerine işaret ediyor.
"Hem meselâ اَلنَّفَّاثَاتِ فِى الْعُقَدِ cümlesi (şeddeler sayılmaz) bin üç yüz yirmi sekiz (1328), eğer şeddedeki ل sayılsa, bin üç yüz elli sekiz (1358) adediyle bu umumî harpleri yapan ecnebî gaddarların, hırs ve hasetle bizdeki Hürriyet inkılâbının Kur’ân lehindeki neticelerini bozmak fikriyle tebeddül-ü saltanat ve Balkan ve İtalyan harpleri ve Birinci Harb-i Umumînin patlamasıyla maddî ve mânevî şerlerini, siyasî diplomatların, radyo diliyle herkesin kafalarına sihirbaz ve zehirli üflemeleriyle ve mukadderat-ı beşerin düğme ve ukdelerine gizli plânlarını telkin etmeleriyle bin senelik medeniyet terakkiyatını vahşiyâne mahveden şerlerin vücuda gelmeye hazırlanmaları tarihine tevâfuk ederek اَلنَّفَّاثَاتِ فِى الْعُقَدِ ’in tam mânasına tetâbuk eder."
Emperyalist Batı ülkelerinin Osmanlıyı harp ve diplomasi silahı ile yıkmasına işaret ediyor.
"Hem meselâ وَمِنْ شَرِّ حَاسِدٍ اِذَا حَسَدَ cümlesi (şedde ve tenvin sayılmaz) yine bin üç yüz kırk yedi (1347) edip, aynı tarihte, ecnebî muahedelerin icbarıyla bu vatanda ehemmiyetli sarsıntılar ve felsefenin tahakkümüyle bu dindar millette ehemmiyetli tahavvüller vücuda gelmesine ve aynı tarihte, devletlerde İkinci Harb-i Umumîyi ihzar eden dehşetli hasetler ve rekabetlerin çarpışmaları tarihine bu mânâ-yı işârî ile tam tamına tevafuku ve mânen tetabuku, elbette bu kudsî sûrenin bir lem’a-i i’câz-ı gaybîsidir."(1)
Anadolu’nun Sevr Antlaşması ile istilası ve daha sonrasında yapılan uygulamalarla İslam’a verilen büyük zararlara işaret ediyor.
"Nasıl bu sûre, beş cümlesinden dört cümlesiyle bu asrımızın dört büyük şerli inkılâplarına ve fırtınalarına mânâ-yı işârî ile bakar. Aynen öyle de, dört defa tekraren “Şerri” (şedde sayılmaz) kelimesiyle, âlem-i İslâmca en dehşetli olan Cengiz ve Hülâgu fitnesinin ve Abbâsî Devletinin inkıraz zamanının asrına dört defa mânâ-yı işârî ile ve makam-ı cifrî ile bakar ve parmak basar."
"Evet, şeddesiz “Şerri”beş yüz (500) eder; “Şerri” doksandır (90). İstikbale bakan çok âyetler, hem bu asrımıza, hem o asırlara işaret etmeleri cihetinde istikbalden haber veren İmam-ı Ali (r.a.) ve Gavs-ı Âzam (k.s.) dahi, aynen hem bu asrımıza, hem o asra bakıp haber vermişler."
"“Gasikin İza Vekab”kelimeleri bu zamana değil, belki “Gasikin”bin yüz altmış bir (1161) ve “İze Vekab” sekiz yüz on (810) ederek, o zamanlarda ehemmiyetli maddî mânevî şerlere işaret eder. Eğer beraber olsa, Milâdi bin dokuz yüz yetmiş bir (1971) olur. O tarihte dehşetli bir şerden haber verir. Yirmi sene sonra, şimdiki tohumların mahsulü ıslah olmazsa, elbette tokatları dehşetli olacak."(2)
1161 tarihi Cengiz ve Hülâgu fitnesinin ve Abbâsî Devletinin inkıraz zamanının olduğu tarihtir. 810 tarihi ise muhtemelen bid’at fırkalarının tesirli olduğu dönemlerdir. Bilhassa Me’mun döneminde bid’at fırkaları devlet tarafından himaye edilirken, Ehl-i sünnet âlimleri eza ve cefa çekmişlerdir.
Dipnotlar:
(1) bk. Şualar, On Birinci Şua, Hatime.
(2) bk. a.g.e., Bir Nükte-i İcaziyenin Haşiyesidir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Miladi ebced ile 1971 tarihi bulunmuş. Dikkat ederseniz hicriden çevirmeden 1971 bulunmuş. Ebced hesabında miladi hesap neye göre referans alınıyor bir kaidesi var mıdır ?