"Bin üç yüz otuz ikide o Sözler ile mücahedeye başla. Sen inayet-i İlâhiyenin hıfzındasın." 1332 tarihi rumi midir? "zı" Risaletü’n-Nur’u, "mî" kelimatı nasıl gösterir?
1) 1332 tarihi acaba rumi tarih mi hicri bir tarih midir?
2) "Zı" harfinin Risaletün Nuru nasıl gösterdiğini anlayamadım.
3) "Mi" mektubatın baş harfinden ima olabilir, ama "kelimatu saidi nursi" nasıl işaret ediyor?
Değerli Kardeşimiz;
"فَقُلْهُ وَلاَ تَخَفْ 'Bin üç yüz otuz ikide o Sözler ile mücahedeye başla. Sen inayet-i İlâhiyenin hıfzındasın.' Evet, مُنْشِدًا ilm-i cifirle 'Molla Said'i gösterdiği gibi, نَظْمِى zı ile Risaletü’n-Nur’u gösterir. Ve mî ile hem Mektubatı, hem كَلِمَاتُ سَعِيدٍ الْكُرْدِى gösterir. 'Kelimat' Sözler demektir. فَقُلْهُ وَلاَ تَخَفْ bin üç yüz otuz ikiyi gösterir. O tarih, mebde-i cihadıdır. O tarihte İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin neşriyle mücahedeye başlamış."(1)
1) 1332 tarihi rumidir. Çünkü, Üstad'ın bu tarzdaki mücahedesi, I. Dünya savaşında yazılan İşaratü’l-İ’caz ile başlamıştır. Bu ise miladi 1914 tarihidir ki, Rumi 1332’ye tekabul eder.
2) “Zı” harfi, bu konunun yazıldığı Sikke-i Tasdik-i Gaybi risalesinde yoktur. Osmanlıca Lemalarda vardır.
Fakat yine de “zı” harfinin burada kullanılması, “nazmî” kelimesindeki söz konusu harfin keskin “z” veya “peltek zel” olmayıp “tı” harfinin noktalısı olan “zı” harfi olduğuna vurgu yapmak içindir. Buna göre, “zı” harfiyle yazılmış olan “nazmî” kelimesi, Risaletü’n-Nur’u gösterir. Şöyle ki:
Ebced değeri itibariyle “NAZMΔ kelimesinin makamı: 1000’dir. رِسَالَةُ النُّورِ (Nur’un "nun"u şeddeli sayılır, el-takısı olan “lam” sayılmaz) ebced değeri: 998’dir. Üstad da “iki farkla” diyor. (bk. Sikke-i Tasdik-i Gaybi, s. 147)
3) Bunu şöyle anlamak mümkündür:
a) Mim harfi, açık olarak Mektubat ve Kelimat’taki Mim’e işarettir. Konuyla ilgili diğer karinelerin desteği ve münasebet-i maneviyeden ötürü bu “işarete” işaret sayılabilir.
b) Sonunda çeken "ya" ile birlikte "NAZMÎ" kelimesinin ebced değeri 1000’dir. كَلِمَاتُ سَعِيدٍ الْكُرْدِى cümlesinin ebced değeri ise, (491+144+265)= 900’dur. Said kelimesinin sonundaki tenvin (ki yazılmıştır) dahil olsa: 950’olur. Bu da yaklaşık 1000’e tevafuk eder ki, böyle büyük yekünlerde bu gibi rakamların farklılığı fazla bir fark olarak değerlendirilmeyebilir.
(1) bk. Sikke-i Tasdik-i Gaybi, Sekizinci Lem'a.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Allah razı olsun ağabeyler çok güzel bir izah olmuş.