"Makbul bir şefaatçi olan ihtiyarlıktan küsmek değil, sevmek lazımdır." İhtiyarlık ahiret gününde bize şefaatçi olacak mı?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"O dergâhta en makbul bir şefaatçi, acz ve zaaftır. Ve acz ve zaafın tam zamanı da ihtiyarlıktır. Böyle bir dergâha makbul bir şefaatçi olan ihtiyarlıktan küsmek değil, sevmek lazımdır." (Lem'alar, Yirmi Altıncı Lem'a, Altıncı Rica)

Bediüzzaman Said Nursî, ihtiyarlık kavramını hem dünyevi hem uhrevi boyutlarıyla ele alır. İhtiyarlık, insanın fâni dünya ile bağlarını gevşetip, ahirete olan meylini güçlendiren bir süreçtir. Bu nedenle, ihtiyarlığın bir "şefaatçi" olup olamayacağı meselesini şu şekilde ele alabiliriz:

İhtiyarlık, insana dünyanın fâni olduğunu hatırlatır. İnsanın gençlik dönemindeki gaflet perdelerini aralar ve onu tövbe, ibadet ve tefekkür gibi ahirete yönelik amellere yönlendirir. Bu şekilde, ihtiyarlık bir anlamda insanın kurtuluşuna vesile olan bir "şefaatçi" görevini üstlenir. Çünkü ihtiyarlık sayesinde insan, gençlikte yapmadığı ibadetleri yapmaya başlar, Allah’a yönelir ve onun rahmetini celbeder.

İhtiyarlık, ölümün yaklaştığını bildiren bir habercidir. İhtiyarlık, insana bu dünyada misafir olduğunu ve ahirete hazırlanması gerektiğini gösterir. İhtiyarlık döneminde yapılan ibadetler ve tövbeler, Allah katında çok değerli olur. Çünkü o dönemde insan, dünyanın boş işlerinden uzaklaşıp, kulluk ve ahirete yönelik amellerle meşgul olma şansı elde eder. İhtiyarlığın bu yönü, insana âdeta bir şefaatçi olur; çünkü insanı Allah’ın rahmetine yönlendirir ve ahiret için bir kurtuluş sebebi hâline gelir.

Ayrıca ahiretle birlikte bu dünya hayatında da ihtiyarlıktan istifade etmek kastediliyor. Yani ihtiyar adam acizliğini anlar acz ile Allah’a dua eder ve bu dua Allah katında çok değerli ve makbuldür. Şefaat ihtiyarın bu aciz ve çaresiz durumunu ifade eden bir kavram oluyor.

Yani insan ihtiyarlığını, hastalığını, çaresizliğini bir şefaatçi gibi kullanıp Allah’ın rızasını, yardımını, bereketini üstüne çekebilir. Bu, insan için iyi bir fırsat ve güzel bir şefaatçidir.

Gençlik, kuvvet ve sıhhat, gaflet sebepleri olduğu için bu dönemler tehlikelidir. Ama ihtiyarlıkta bu gaflet veren sebepler kalkıyor, insan aciz ve çaresizliğini iliklerine kadar hissediyor ve Allah’a yaklaşma konusunda eline önemli bir koz ve fırsat geçiyor. İşte ihtiyarlığı bu yüzden sevmeli ve bir fırsata çevirmeliyiz ihtiyarlığa küsüp isyan etmemeliyiz.

Ahirette şefaatçi olacak olan ihtiyarlığın kendisi değil, ihtiyarlık zamanında yapmış olduğumuz makbul dua ve ibadetler ile hissettiğimiz acz ve fakr olacak. Mümin ihtiyarlığını fırsata çevirip güzel dua ve ibadetler ederse, bununla ahiretini imar edecektir.

Netice olarak, ihtiyarlık her ne kadar bedenin zayıfladığı bir dönem olsa da ruh ve kalbin Allah’a en çok yakınlaşabileceği bir dönemdir.

İlave bilgi için tıklayınız:

- HAYAT AĞACININ HAZAN MEVSİMİ!..

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 142
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...