"Medar-ı ezvak olan gençlik gidiyor; menşe-i ahzan olan ihtiyarlık, yerine geliyor... Hayat gidiyor; zahiri karanlıklı, dehşetli ölüm, yerine gelmeye hazırlanıyor." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"...medar-ı ezvak olan gençlik gidiyor; menşe-i ahzan olan ihtiyarlık, yerine geliyor. Ve gayet parlak ve nurani hayat gidiyor; zahiri karanlıklı, dehşetli ölüm, yerine gelmeye hazırlanıyor. Ve o çok sevimli ve daimi zannedilen ve gafillerin maşukası olan dünya, pek süratle zevale kavuşuyor gördüm."(1)
Gençlik bütün zevklerin, günahların, eğlencelerin kuvvetli bir vesilesidir. Dolayısı ile zevkine düşkün, eğlenceye meyyal insanlar, gençliğin elinden gitmesini hiç istemez ve yaşlanmaktan da çok korkarlar.
Gençlik nasıl sefahat ve günahların kuvvetli bir vesilesi ise, yaşlılık da bütün hüzün ve hastalıkların menşeidir. İhtiyarlığın diğer bir dehşetli yönü ise ölüme yakın olması ve gayet parlak ve nuranî olan hayatın sönmesine vesile olmasıdır. Bu yüzden, dünyayı ahirete tercih eden gafil insanlar, gençliğe meftun, yaşlılıktan ise nefret ederler.
Gafil insanların âşık olduğu dünya hayatı ihtiyarlık döneminde söner, ölümle de yok olur. Aslında gençliğini günah ve gafletle kirletmiş bir insan için ihtiyarlık, uyanmaya ve temizlenmeye iyi bir fırsattır. Ama yüzü ve yönü dünyaya dönük olan insanlar, bu fırsatı değerlendiremiyor, ihtiyarlığı hüzünlü ve acımasız bir düşman olarak telakki ediyorlar.
İhtiyarlık, gafletle yaşanan dünya hayatının ne kadar boş, aldatıcı ve gelip geçici olduğunu ihtar ve ikaz eden kuvvetli bir vesile, tesirli bir nasihattir. İhtiyarlığı böyle okuyan birisi bahtiyardır. Yoksa ihtiyarlığa gaflet gözlüğü ile bakılırsa, onun ölüme ve hiçliğe giden sürecin en acı ve hazin kısmı olduğu kabul edilir.
1) bk. Lem'alar, Yirmi Altıncı Lem'a, Sekizinci Rica.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü